HUKUK PROFESÖRÜ Ali Haydar Bey

A -
A +
"Kur'ân-ı kerîm okumak gibi ibadetleri, ücret şart etmeden kabul edip işe başlamalı, sonra ne verirlerse almalıdır."
Ali Haydar Bey son devir Osmanlı âlimlerindendir. 1837 senesinde İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi ve Mülkiyye Mektebini (Siyasal Bilgiler Fakültesi) bitirdi. Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültelerinde profesörlük yaptı. 1903 senesinde vefat etti. (Mecelle) kitabına yaptığı (Dürer-ül-hükkâm) adındaki şerhi çok kıymetlidir. Bu kitabında diyor ki:
Para ile Kur'ân-ı kerîm ve başka şeyler [Mevlid] okutmak haramdır. Bu parayı fakirlere sadaka verip, sevabını ölüye bağışlamalıdır. Ücret ile yalnız Kur'ân-ı kerîm, din dersi öğretmek, imamlık, müezzinlik caiz görülmüştür. Hafız pazarlık etmeden, Allah rızası için hatim, cüz veya mevlid okursa, okutanın hediye ettiğini alması caiz olur. İtiraz ederse, aldığı haram olur. Okutanın da az vermesi caiz değildir. İmâm-ı Zâhidî "rahmetullahi teâlâ aleyh" Hâvî kitabında, "Hatim okutmak için, hafıza, kırkbeş dirhem gümüş, yani üç altın liradan az hediye vermek caiz değildir" buyuruyor. Ne kadar çok verirse, sevabı o kadar çok olur. Kur'ân-ı kerîm okumak gibi ibadetleri, ücret şart etmeden kabul edip işe başlamalı, sonra ne verirlerse almalıdır. Bu kadar para verirsen yaparım, vermezsen yapmam demek batıl olur, ücreti alması haram olur. Hafız, okumak için, çok veren ile az vereni ayırt etmemelidir. Ayırt ederse, para kazanmak için hafız olmuş demektir. Bu ise, haramdır. Hafızlar, Kur'ân-ı kerîm ve mevlid okumakla geçinmemeli, bunları para düşünmeden, Allah rızası için okumalıdır. İmamlıkla, sanatla veya ticaretle geçinmelidirler. Kur'ân-ı kerîmi bastırıp satanlar, bunu kitapçılık ticaretine alet edenler, Kur'ân-ı kerîm öğretilmesine, okunmasına sebep olmak niyeti ile olursa, caiz ve sevap olur. Aldığı satış parası helal olur. Fakat böyle niyetin alameti vardır ki, mal oluş fiyatına yakın, az bir kârla satmalıdır. Geçimi başka kitaplardan sağlanıyorsa, Kur'ân-ı kerîmi kârsız satmalıdır. Mu'âz bin Cebel "radıyallahü teâlâ anh" hazretlerine, falanca, Kur'ân-ı kerîm yazıp satıyor dediklerinde, "Bu, Kur'ân-ı kerîm satmak değildir. Kağıt ve işçilik ücreti istemektir. Kur'ân-ı kerîmi satmak demek, onu para ile, ücret ile öğretmektir" buyurdu. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.