Fıkıh Âlimi Ebü Muti' el-Belhî

A -
A +

Tefsîr, hadîs ve kelâm ilimlerinden sonra, en şerefli ilim fıkıh ilmidir. Fıkıh bilgisi okumak, geceleri nâfile namaz kılmaktan daha sevaptır.

Ebü Muti' el-Belhî hazretleri İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe hazretlerinin talebesi ve Fıkhü'I-ekber ile Fıkhü'l-ebsat adlı eserlerin râvisidir. 115 (m. 733) yılında Afganistan'da Belh'te doğ­du. İlk tahsilinden sonra Kûfe'ye gitti ve ora­da İmam-ı Azam hazretlerinin derslerine devam ederek icazet aldı. sonra Belh'e dönderek orada talebe yetiştirdi. 199 (m. 814)'de Belh'te ve­fat etti.

Bir dersinde talebelerine şunları anlattı:
Tefsîr, hadîs ve kelâm ilimlerinden sonra, en şerefli ilim fıkıh ilmidir. Fıkıh bilgisi okumak, geceleri nâfile namaz kılmaktan daha sevaptır. Aşağıdaki altı hadîs-i şerîf, fıkhın şerefini göstermeye kâfîdir.

"Allahü teâlâ bir kuluna iyilik etmek isterse, onu dinde fakîh yapar." "Bir kimse fakîh olursa, Allahü teâlâ, onun özlediği şeyleri ve rızkını, ummadığı yerlerden gönderir." "Allahü teâlânın en üstün dediği kimse, dinde fakîh olan kimsedir." "Şeytâna karşı bir fakîh, bin âbidden dahâ kuvvetlidir." "Her şeyin dayandığı bir direk vardır. Dînin temel direği, fıkıh bilgisidir." "İbâdetlerin efdali, en kıymetlisi, fıkıh öğrenmek ve öğretmektir."

Üstadımız İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe fıkıh ilmini, Hammâd'dan, Hammâd da, İbrâhîm-i Nehâ'î'den, bu da Alkama'dan, Alkama da, Abdullah bin Mes'ûd'dan, bu da Resûl-i ekremden "sallallahü aleyhi ve sellem" almıştır. Ebû Yûsüf, Muhammed, Züfer bin Hüzeyl ve Hasen bin Ziyâd, hep, İmâm-ı A'zamın talebesidir. Bunlardan, İmâm-ı Muhammed, din bilgilerinde, bin kadar kitap yazmıştır. İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe "rahmetullahi aleyh", fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve üsûller, metodlar koyduğu gibi, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" ve Eshâb-ı kirâmın "rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în" bildirdiği i'tikâd, îmân bilgilerini de topladı ve yüzlerce talebesine bildirdi. Resûlullah, İmâm-ı A'zamın geleceğini haber verdi. Hadîs-i şerîfte, (Âdem ve bütün Peygamberler "aleyhimüsselâm", benimle öğündüğü gibi, ben de, ümmetim içinde, künyesi Ebû Hanîfe, ismi Nu'mân olan bir kimse ile öğünürüm ki, ümmetimin ışığı olacaktır. Onları, yoldan çıkmaktan, cehâlet karanlığına düşmekten koruyacaktır) buyurdu. (Yüzelli senesinde dünyanın zîneti gider) hadîs-i şerîfinin, İmâm-ı A'zam için olduğunu, büyük âlimler bildiriyor. Çünkü, İmâm-ı A'zam, [150] senesinde, yetmiş yaşında iken vefât etti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.