Şeyhülislâm Fenârizade Muhyiddin Çelebi

A -
A +
"Kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmamak şartıyla, beş vakit namazı cemaat ile kılan kimseye Allahü teâlâ, iki berât yazar."
Fenârizade Muhyiddin Çelebi 13. Osmanlı Şeyhülislâmıdır. İlk Osmanlı Şeyhülislâmı Molla Fenarî'nin oğlunun torunu olup 883 (m. 1478)'de Bursa'da doğdu. Medreseden mezun olunca müderrislik ve kadılık, Anadolu ve Rumeli Kadıaskerliği yaptıktan sonra Kanuni Sultan Süleyman tarafında Şeyhülislamlık makamına getirildi. 954 (m. 1548)'de İstanbul'da vefat etti.

Bir dersinde cemâatin fazileti hakkında şunları anlattı: 
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; "Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmiyedi derece daha üstündür." "Bizim ile münâfıklar arasındaki fark, yatsı ve sabah namazlarında bulunmaktır. Onlar bu iki namazda bulunmazlar."
Sa'îd bin Müseyyib buyurdu ki: "Yirmi senedir, ben ezanı mescidde dinledim."
Hâtim-i Esam dedi ki: "Cemâati kaçırınca, sâdece Ebû İshâk Buhârî beni taziye ederdi. Halbuki benim bir oğlum vefât etseydi, şehrin bütün insanları beni taziye ederdi. Görülüyor ki, dînen günah olan bir şey, insanların yanında, dünyaya âit üzüntülerden daha hafif kalmaktadır."
Şöyle rivâyet edilir: "Selef-i sâlihîn, cemâatle tekbîri kaçırdıkları zaman, birbirlerine üç gün taziyede bulunurlardı. Cemâati kaçırdıkları zaman ise, yedi gün taziyede bulunurlardı."
Ka'b-ül-Ahbâr (radıyallahü anh) buyurdu ki: "Dört kimse için ma'zeret yoktur. Birincisi, Mekke-i mükerremeye gidecek kadar imkânı olup da hacca gitmeyen, ikincisi, önüne konulmuş yemek olduğu hâlde, kapıda duran fakiri eli boş olarak geri çeviren. Üçüncüsü, emr-i ma'rûf ve nehy-i münkere (iyiliği yapıp, kötülükten menetmeye) gücü yettiği hâlde bunu terk eden. Dördüncüsü, ezanı duyup da ona icabet etmiyen kimse."
Ebû Sa'îd-i Hudrî (radıyallahü anh) şöyle anlattı: Biz, yedi kişi bir yerde bulunuyorduk. Yanımıza Resûl-i ekrem efendimiz geldi ve "Rabbiniz ne buyuruyor biliyor musunuz?" dedi. Biz, "Allah ve Resûlü bilir" dedik. Bunun üzerine Server-i âlem efendimiz; "Rabbiniz buyuruyor ki; kim evinde abdest alır, sonra ibadet etmek için câmiye gelirse, onun için benim katımda, kendisine azâb etmeyeceğime dâir bir ahd olur" buyurdu.
Resûl-i ekrem efendimiz bir hadîs-i şerîfte; "Kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmamak şartıyla, beş vakit namazı cemaat ile kılan kimseye; Allahü teâlâ, biri nifaktan, diğeri de Cehennemden azâd olmak üzere iki berât yazar" buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.