"Mal da kulun sevdiği şeydir"

A -
A +
Allahü teâlâ zekâtın miktarını tayin etti. Çünkü insanların çoğunun mala olan sevgisi çoktur. Onlardan, mallarından verecekleri miktar hafifletildi.
 
Abdurrahîm Sem’ânî hazretleri fıkıh ve hadîs âlimidir. 573 (m. 1177)’de doğdu. 617 (m. 1220)’de Türkistan’da Merv’de vefât etti.
Bu mübarek zat, hadîs ve fıkıh ilminde yüksek mertebeler sahibi idi. Bir dersinde şöyle buyurdu:
Zekâtın farz oluşunun hikmetlerinde biri de imtihandır. Çünkü Kelime-i şehâdeti söylemek, tevhîdi kabul etmek ve ibâdete lâyık olanın sâdece Allahü teâlâ olduğuna şehâdet etmektir. Şehâdetin hakkıyla yerine gelebilmesinin şartı, muvahhid (Allahü teâlânın birliğini kabul eden) için, Allahü teâlâdan başka sevdiği ve rızâsını gözettiği birisi daha olmamalıdır. Çünkü Allahü teâlâyı gerçek sevmek ve rızâsını gözetmek, O’ndan başkasının bu sevgide ortak olmasını kabul etmez, işte bu sevginin derecesi, kulu sevdiği şeylerden ayırmak suretiyle tecrübe edilir. Mal da kulun sevdiği bir şeydir. Çünkü mal, kulun dünya lezzet ve zevklerinden faydalanmasına vesile olur. Bu sebeple, kulun îmânında ne derece kuvvetli ve samîmi olduğu tecrübe edilmek için, o çok sevdiği malından Allahü teâlânın rızâsı ve emrini yerine getirmek için harcaması istenir. Ancak Allahü teâlâ zekâtın miktarını tayin etti. Çünkü insanların çoğunun mala olan sevgisi çoktur. Onlardan, mallarından verecekleri miktar hafifletildi. Mallarının çokluğuna göre, verilmesi gereken zekât miktarını verince, Allahü teâlâya karşı, o husustaki kulluk vazîfesini yapmış sayılmaktadırlar. Fakat, insanlar arasında yüksek derecelere erişmiş öyle kimseler vardır ki, onlar hiçbir zaman dinar ve dirhem biriktirmezler. Hattâ onlardan birisine ikiyüz dirheme ne kadar zekât düşer diye sorulduğunda, o şöyle cevap verdi:
“Sıradan bir Müslüman için, fıkıh kitaplarının hükmüne göre (dinin emri) beş dirhem vermesi gerekir. Fakat bizim gibilere gelince, bütün malımızı vermemiz gerekir.” Bu sebepledir ki, Hazreti Ebû Bekr-i Sıddîk, bütün malını, Hazreti Ömer, malının yarısını getirdi. Peygamber efendimiz; “Çoluk çocuğuna ne bıraktın? Yâ Ömer!” buyurunca Hazreti Ömer “Getirdiğim kadar da onlara bıraktım” cevabını verdi. Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) aynı soruyu Hazreti Ebû Bekr’e sorunca, “Allah ve Resûlünü bıraktım” diye cevap verdi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz; “İkinizin arasındaki fark, sözlerinizin arasındaki fark gibidir” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.