Cehenneme girmeyecek olan müminler...

A -
A +
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Beni gören ve beni görenleri gören Müslümanların hiçbiri Cehenneme girmez."   Şihâbüddîn Nablûsî hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerindendir. 674 (m. 1275)’de doğdu. Hadîs ilminde büyük bir âlim olarak yetişti. Yüzbinden çok hadîs-i şerîfi râvîleri ve senetleri ile birlikte ezbere bilirdi. 758 (m. 1357)’de Şam’da vefât etti. Naklettiği hadîs-i şerîflerden bazıları Ebû Hüreyre’den ( radıyallahü anh ) haber veriyor ki; Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem)  biri gelip, bir altınım var ne yapayım dedi. “Bununla kendi ihtiyaçlarını al” buyurdu. Bir altınım daha var dedi. “Onunla da çocuğuna lâzım olanları al” buyurdu. Bir daha var dedi. “Onu da, ailenin ihtiyaçlarına sarf et” buyurdu. Bir altınım daha var dedi. “Hizmetçinin ihtiyaçlarına kullan” buyurdu. Bir daha var deyince, “Onu kullanacağın yeri sen daha iyi bilirsin” buyurdu. Gasîl-ül-melâike adı ile şereflenmiş olan Hanzala’nın oğlu Abdullah (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Bile bile bir dirhem gümüş değerinde faiz yemek, otuz zinâdan daha çok günahtır.” İmrân bin Husayn’in bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Ümmetimin en hayırlı ve en üstünleri, zamanımda bulunanlardır. Onlardan sonra en hayırlıları, onlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra öyle insanlar gelir ki, istenmeden şahitlik ederler ve emin olmazlar. Hâin olurlar. Adaklarını yerine getirmezler, keyiflerine, şehvetlerine düşkün olurlar” buyuruldu. Câbir bin Abdullah’ın (radıyallahü anh) bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Beni gören ve beni görenleri gören Müslümanların hiçbiri Cehenneme girmez” buyuruldu. İbn-i Mes’ûd (radıyallahü anh) şöyle anlattı: “Tebük Savaşında idik. Bir gece kalktım. Karargâhın bir yerinde ateş yakılmıştı. Hemen o tarafa yürüdüm. Baktım ki, Peygamber efendimiz, Hazreti Ebû Bekir ve Hazreti Ömer de (radıyallahü anhüma) orada idiler. Zülbicâdeyn Abdullah vefât etmiş, ona bir mezar kazmışlar. Resûlullah efendimiz kabre indiler, Abdullah’ı lahdin içine yerleştirdiler. Üstüne toprak attıktan sonra, Resûlullah efendimiz; 'Yâ Rabbî! Ben bu akşama kadar ondan memnundum. Sen de ondan hoşnut ol' diye duâ buyurdular.” Ebû Sa’îd Hudrî (radıyallahü anh) rivâyet etti: Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Sizin gökyüzündeki ışıklı yıldızlara baktığınız gibi, Cennet halkı da illiyyîn ehline bakar. Ebû Bekir ve Ömer onlardandır. Fakat onlar, bu mertebeden de yükseğe çıkıp Naîm Cennetine girerler.” [İlliyyîn, Cennetlerin en şerefli mertebeleridir.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.