“Dünyâ ne demektir biliyor musunuz?"

A -
A +
"Seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran her şey dünyâ demektir. Seni O’ndan başka bir şey ile meşgûl eden her şey de fitnedir."
 
Ferdî Abdullah Efendi, Anadolu’da yetişen evliyânın büyüklerinden olup, Manisa’nın Turgutlu kazâsındandır. 1274 (m. 1857)’de İstanbul’da vefât etti. Kıymetli nasihatleri vardır. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Allahü teâlânın azâbına müstahak olanlar, her an gaflette bulunanlardır. Bunlar, başlarına gelmesi muhtemel olan korkunç azaptan gâfil oldukları için, kendilerini emniyette ve rahat hissederler. “İnsana, âhirete giden yolda şu dört şey elbette lâzımdır: Birinci olarak, itikat ve amel. Kendisine lâzım olan ilmi öğrenip tatbik etmek lâzımdır ki, bu ilim yolcuya yön verir, idâre eder... İkinci olarak, bir zikir lâzımdır ki, bu yolcuya tenhâda arkadaşlık etsin. Bu zikir yardımı ile yalnızlık çekmesin... Üçüncü olarak, bu yolcunun haram ve şüphelilerden sakınması ve dünyâya düşkün olmaması lâzımdır ki, uygun, olmayan düşünce ve başka şeyler kendisini meşgul etmesin... Dördüncü olarak, bir yakîn lâzımdır ki, bu yolcuyu gideceği yere kadar götürsün. Ömründe bu dört şeyden ayrılmayan saadete kavuşur.”
“Dünyâ ne demektir biliyor musunuz? Gönlüne gelen ve seni Allahü teâlâdan uzaklaştıran her şey dünyâ demektir. Seni O’ndan başka bir şey ile meşgûl eden her şey de fitnedir. Bu kısa ömrü, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran şeylere yaklaşmakla geçiren, O’ndan başka şeylerle meşgul olan kimse, âhiretini harap etmiş olur. Bu ise, akıl sahiblerinin yapacağı şey değildir.”
“Birisi, rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Evliyâdan bir grup ile bir yerde oturuyorlardı. Herkes, O’nu dinliyordu. Birden semânın kapıları açıldı. Elinde ibrik ve leğen ile bir melek geldi. Melek, ibrik ve leğen ile herkesin önüne geliyor, orada bulunanlar ellerini yıkıyordu... Rüyâyı gören kimse en sonda bulunuyordu. Sıra ona gelince, 'Leğeni kaldırın. O, bu taifeden değildir' dediler. Melek de leğeni alıp götürdü. O kimse, Peygamber efendimize dönerek 'Yâ Resûlallah! Ben bunlardan değilim ama, biliyorsunuz ki, sizi ve bunları çok seven birisiyim' dedi. Peygamber efendimiz, 'Bunlara muhabbet eden bunlardandır' buyurdu. Bunun üzerine melek, leğen ile ibriği getirdi. O kimse de elini yıkadı. Peygamber efendimiz o kimseye dönüp tebessüm ettiler ve 'Bize muhabbet ettikçe bizimlesin' buyurdular. O kimse bu rüyâdan sonra bu yolun büyüklerinden biri oldu.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.