İyilik yapınca sevinenler...

A -
A +
Kalpte îmân, bulunduğunun alâmeti; iyilik yapınca sevinmek, kötülüklerden de nefret etmektir...   Safiyyüddîn Ürmevî hazretleri kelam âlimlerinden ve evliyanın büyüklerindendir. 644 (m. 1246)’da Hindistan’da doğdu. 715 (m. 1315)’de Şam’da vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki: “Resûl-i ekreme (sallallahü aleyhi ve sellem) tâbi olmada ilk adım, O’nun bildirdiklerine tam inanmak ve bunda sabit olmaktır. Bu da ancak kulun, kalbiyle şeksiz, şüphesiz itikad etmesi; dili ile de isteyerek ve rağbetle ikrar etmesiyle mümkündür. Bu tasdik ve ikrarda muhabbet ve ayrıca, Allahü teâlânın zatının bir olduğunda, sıfatlarının da hiç kimsede bulunmadığında, bütün sıfatlarının kâmil ve kadim olduğunda, isimlerinin, sıfatlarının ve fiillerinin idrak, vehim ve fehimden münezzeh, sonradan olmaktan a’raz ve cisim olmaktan uzak olduğunda, bütün âlemlerin, varlıkları O’nun yaratığı olduğunda, zatı ve sıfatları için; nasıldır, nicedir soruları sorulamayacağında, hiçbir bakımdan hiçbir şeye benzemediğinde, hiçbir şeyin hiçbir bakımdan O’na benzemeyeceğinde, Peygamberlerin (salevâtullahi aleyhim) onun elçileri olduğunda, Muhammed Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bütün Peygamberlerden üstün olduğunda, O’nun söylediklerinin doğru olup, onlarda şüphe edilmeyeceğinde, akıl nasıl olduğunu anlasın anlamasın teslim olmak gerektiğinde, doğru itikâdın bu teslimiyete bağlı bulunduğunda kesin bilgisi olmalıdır. Kalpte iman bulunduğunun alameti; iyilik yapınca sevinmek, kötülüklerden de nefret etmektir, imanda istikametin alameti; ilim ve iman olarak değil, zevk ve hâl olarak, Allahü teâlâ ve Resûlü o kimse için, bu ikisinden başka herkes ve her şeyden daha sevgili olduğuna yakîn hasıl etmektir. “Allahü teâlâ, Ahzâb sûresi 41. âyet-i kerîmede meâlen; “Ey îmân edenler, Allahı çok zikredin” buyuruyor. Allahü teâlâ bir kuluna iyilik murad edip, onu iyi kullardan yazınca, onu, kalbiyle birlikte dil ile de zikretmeye muvaffak eder. Onu, dil zikrinden kalp zikrine yükseltir. Hattâ dili sussa, kalbi susmaz, zikre devam eder. Kul, gizli nifaktan kaçınmadıkça buna kavuşamaz. Resûlullah efendimizin; “Ümmetimdeki münafıkların çoğu, Kur’ân-ı kerîm okuyanlardan olacaktır” hadîs-i şerîfi buna işarettir. Bununla, Allahü teâlâdan başkasıyla olmanın, kalbin O’ndan başkasına tutulmasının nifak olduğunu ifade buyurmuşlardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.