"İslâmiyet aslâ güçlük teklif etmez!.."

A -
A +
"Allahü teâlâ, ibâdetlerinizin hafîf, kolay olmasını istiyor. İnsan zayıf, dayanıksız yaratıldı."
  Ebü’l-Hasen Havfî hazretleri tefsîr âlimidir. 430 (m. 1039) yılında Mısır’da vefât etti. Ebü’l-Hasen Havfî, istibrâ ve istincâ ile ilgili olarak, hocası Muhammed bin Abdullah Nişâbûrî’den şöyle nakleder: Hanefî mezhebinde, üzerinde ve namaz kılacağı mekânda bir dirhemden fazla necâset bulunan kimsenin, bu necâseti temizlemesi farzdır. Ayrıca erkeklerin yürüyerek, öksürerek veya sol tarafa yatarak istibrâ etmesi, yanî idrar yolunda damlalar bırakmaması vâcibdir. Kadınlar istibrâ yapmaz, idrar damlası kalmadığına kanâat gelmeden abdest almamalıdır. Bir damla sızarsa, hem abdest bozulur, hem de elbise kirlenir. Tefsîr âlimleri bildiriyorlar ki: Abdest ve tahâret, yâni temizlik, zâhiren bedenin sıhhatine çok faydaları olduğu gibi, mânevi olarak da, kalbin tasfiyesinin ve huzurunun bir işaretidir. Namaz, Allahü teâlânın huzurunda durmaktır. Allahü teâlânın huzurunda durunca, kalbin tasfiye edileceği açıktır. Kötülüklerden temizlenmemiş bir kalb ile, Allahü teâlânın huzuruna çıkılamaz. Nitekim, dünya işlerinde de böyledir. İmam-ı Câfer Sâdık, nasihat vermek için bir râhibe geldi. Kapı geç açıldı. Sebebini sorunca, Râhip, (Aralıktan seni görünce, heybetinden çok korktum. Hemen abdest aldım. Tevrât'ta görmüştüm ki, bir kimseden veya bir şeyden korkunca, abdest almalıdır. Abdest, insanı zarardan korur yazılı idi) dedi. İmâm nasihat verince, hemen Müslüman oldu. Kalbi, abdestin bereketi ile temizlendi. Üzeri pis-kirli olan bir kimse, pâdişâhın dîvânına girmek için bir yol ve bir ruhsat bulamaz. Bir kimsenin vücûdunda hastalık olur da, abdest almak, yâni su ile yıkanmak sıhhatine zararlı olursa, teyemmüm edebilir. Çünki asıl maksat sâdece el, yüz ve ayak yıkamak değil, kalbin tasfiyesidir. Zarûret hâllerinde, İslâmiyet aslâ güçlük teklif etmez, güçlüğü emretmez. Nitekim hadis-i şerifte, (Dinde güçlük yoktur) buyurulmuştur. Kur'an-ı kerimde Bekara sûresinin ikiyüzseksenaltıncı âyetinde meâlen (Allahü teâlâ insana gücü yetmeyeceği şeyi teklîf etmez) buyurulmuştur. Yâni, Allahü teâlâ, bir nefse, gücü yetebileceği, yapabileceği şeyi emreder, yapamayacağını emretmez. Nisâ sûresinin yirmisekizinci âyetinde meâlen (Allahü teâlâ, ibâdetlerinizin hafîf, kolay olmasını istiyor. İnsan zayıf, dayanıksız yaratıldı) buyurulmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.