"Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz!"

A -
A +
İbâdetleri, Allahü teâlânın sevdiği şeyleri yapmakla, iman cilâlanır, nûrlanır, parlar...   Ebû Abdullah Âzerî hazretleri Azerbaycanlı kelâm âlimlerindendir. 423 (m. 1032)’de Tunus’ta Kayrevan’da garip olarak vefât etti. Buyurdu ki: İmanın artmasında ve eksilmesinde, âlimlerimiz başka başka söyledi. İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe, iman, artmaz ve azalmaz buyurdu. İmâm-ı Şâfi'î, artar ve azalır, dedi. İman, kalbin tasdîk ve yakîni olduğundan azalması, çoğalması olmaz. Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz. Buna, (Zan) denir. İbâdetleri, Allahü teâlânın sevdiği şeyleri yapmakla, iman cilâlanır, nûrlanır, parlar. Haram işleyince, bulanır. O hâlde, çoğalmak ve azalmak, amelden, işlerden dolayı, imanın cilâsındadır. Kendisinde değildir. Bazıları cilâlı, parlak imana, çok dedi ve parlak olmayan imandan, daha çoktur, dedi. Bunlar, sanki, cilâlı olmayan imandan bazısını, iman bilmedi. Cilâlılardan bazısını da, iman bilip, fakat az dedi. İman, parlaklıkları başka başka olan, karşılıklı iki ayna gibi oluyor. Cilâsı fazla olup, karşısındaki cismi parlak gösteren ayna, az parlak gösteren aynadan, daha çoktur demeye benzer. Başka birisi de, iki ayna müsâvîdir. Yalnız, cilâları ve karşılarındakileri göstermeleri, yâni hâssaları, sıfatları başka başkadır demesi gibidir. Bu iki adamdan ikincisinin görüşü, daha keskin ve doğrudur. Birincisi görünüşe bakmış, öze, içe girmemiştir. Bu misâl, imanın azalıp çoğalmadığına inanmayanların, sözlerini ortadan kaldırmış oldu ve her müminin imanı, her bakımdan, Peygamberlerin, imanlarına benzemedi. Çünkü, onların imanı, çok nûrlu ve çok parlak olduğundan, ümmetlerinin karanlık ve bulanık imanlarından kat kat daha çok meyveler ve kazançlar hâsıl edecektir. Bir hadis-i şerifde, (Ebû Bekr-i Sıddîkın imanı, bu ümmetin hepsinin imanlarının toplamından daha ağırdır) buyuruldu. Bu da, imanın nûru, parlaklığı bakımındandır. Fazlalık, asılda, özde değil, sıfatlardadır. Nitekim, Peygamberler de, herkes gibi insandır. İnsanlık bakımından, arada fark yoktur. Fark, kâmil, üstün sıfatlardan ileri gelmektedir. Üstün sıfatları olmayan, sanki olanlardan ayrıdır. Bununla berâber, insan olmakta hepsi birdir. Aralarında azlık, çokluk yoktur. İnsanlık, azalır, çoğalır denilemez. Bazıları îmanı anlatırken, (Dil ile tasdîk, dil ile söylemektir) demişlerdir ki, bu vakit, inanmak da, zannetmek de, iman oluyor ve iman, azalıp çoğalabiliyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.