"İman ve her gün beş vakit namaz"

A -
A +

Saçı darmadağın olmuş fakir birisi, Resûlullahın huzûruna geldi ve İslâmın ne olduğunu sordu...

  Osman bin Abdürrahmân el-Kürdî hazretleri, tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. İbn-i Salâh ismi ile tanınmıştır. 577 (m. 1181)’de Kuzey Irak’ta Şehrizûr’da doğdu. 643 (m. 1245)’de vefât etti. “Muhtasar fî ilm-il-hadîs” isimli eserinden seçmeler: “Zamanımızdaki insanların farzları ve vâcibleri yapmakta gevşek davrandıklarını, sünnet ve mendublardan yüz çevirdiklerini, Allahü teâlânın râzı olmadığı işlerle uğraştıklarını görünce, ibâdetlerin faziletlerine, terk edildiklerinde verilecek ceza ve çekilecek azaplara dâir hadîs-i şerîflerden bir kısmını bir araya getirmek istedim. Allahü teâlâdan dileğim odur ki, hüsn-i niyetle (iyi niyetle) hazırladığım bu eseri, af ve mağfiret olunmama ve “Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzûn da olmayacaklardır.” (Bekâra-274) meâlindeki âyet-i kerîmede bildirilenlerin derecelerine yakın olmama vesile kılmasıdır. Buhârî’nin, Talhâ bin Ubeydullah’dan (radıyallahü anh) rivâyeti şöyledir: Necd ehlinden, saçı darmadağın olmuş fakir birisi, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûruna geldi. İslâmın ne olduğunu soruyordu. Bu sorusuna karşılık Resûlullah efendimiz “(îmân ettikten sonra) bir gün bir gece içinde beş vakit namazdır” buyurdu. O kişi; “Üzerimde bu namazlardan başkası da olacak mı?” diye sorunca, Resûlullah efendimiz “Hayır! Ancak tatavvu’ edersin (nafile namaz kılarsın) buyurdu. Bundan sonra Resûlullah efendimiz; “Bir de ramazan orucudur” buyurdu o kişi yine; “Üzerimde bundan başkası da olacak mı?” diye sordu. Resûlullah “Hayır! Ancak nafile oruç tutarsın” buyurdu. Talhâ (radıyallahü anh) der ki: Resûlullah ona zekâtı da söyledi. O kişi yine; “Üzerimde bundan başkası da olacak mı?” diye sorunca, Resûlullah efendimiz “Hayır! Ancak nafile olarak sadaka verirsin” buyurdu. Bunun üzerine o kişi; “Vallahi bundan ne fazla, ne de eksik bir şey yapacak değilim” diyerek ve arkasını dönerek gitti. Resûlullah efendimiz “Eğer doğru söylüyorsa felah buldu” buyurdu. Amr bin Abese (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti: Resûlullahın yanına geldim. “Yâ Resûlallah! İslâm nedir?” diye suâl ettim. “Hoş söz ve taam yedirmek” buyurdu. “Îmân nedir?” diye suâl ettim. “Sabır ve semahattır (vermesi lâzım ve vâcib olmayan şeyleri seve seve vermek, iyilik, cömertlik, kolay davranıştır)” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.