“Ey insanlar, gölgeye gidiniz!”

A -
A +
Allahü teâlâ, kıyâmet günü bütün mahlûkâtını diriltir ve Mahşer yerinde toplar   Ali Muzafferüddîn Şîrâzî hazretleri Şafiî mezhebi âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. İran’da, Şîrâz’da doğdu. 922 (m. 1516)’da orada vefât etti. Bir dersinde, “Kıyâmet gününün dehşeti” hakkında şunları anlattı:  Allahü teâlâ, kıyâmet günü bütün mahlûkâtını diriltir ve Mahşer yerinde toplar. Güneş başları üzerine yaklaştırılır. Çok dehşetli, sıcak bir gündür. Bir ses duyulur: “Ey insanlar, gölgeye gidiniz!” Üç grup olarak giderler. Bunlar müminler, münâfıklar, kâfirler olmak üzere üç sınıftır. Bunlar gittiklerinde, gölge; hararet, duman ve nûr olmak üzere üç kısma ayrılır. Hararet, münâfıkların başı üzerinde durur. Çünkü onlar dünyâda iken, Allahü teâlânın kendilerine haber verdiği Cehennemden sakınmadılar. Duman da kâfirlerin başı üzerinde durur. Çünkü onlar dünyâda iken, her türlü kötü istekleri peşinde koştular ve aydınlık içinde yaşadılar. Âhıret için bir şey yapmayıp, âhıretleri karanlık oldu. Nûr bulutu ise, müminlerin başı üzerinde durur. Onlar nûr içinde kalırlar. Çünkü müminler dünyâda iken, her türlü sıkıntı, zulmet ile karşı karşıya olmalarına rağmen, Îmânlarını korudular ve âhıretlerini mamûr edip nûrlandırdılar. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde, müminler hakkında meâlen buyurdu ki:  ''(Hatırla) o günü ki, mümin erkeklerle mümin kadınların nûrları, önlerinden ve sağlarından koşuyor kendilerini göreceksin. (Melekler onlara şöyle derler): 'Bugün size, müjde olsun! O Cennetler ki, altlarından ırmaklar akıyor; içlerinde ebedî olarak kalacaksınız. İşte en büyük kurtuluş budur.' O gün, münâfık erkeklerle münâfık kadınlar, îmân edenlere şöyle diyecekler:'Bize bakın (yâhûd bizi bekleyin), nûrunuzdan bir parça ışık alalım.' (Mü’minler tarafından onlara şöyle) denilecek: 'Arkanıza (dünyâya) dönün de bir nûr arayın.' Derken aralarına bir kapısı bulunan bir sûr çekilmiştir; (müminler içeride, kâfirler ise dışarıda kalmıştır). Sûrun içi rahmet doludur, dış yanında azâb... Münâfıklar müminlere şöyle bağırırlar: 'Bizler sizinle beraber (dünyâda ibâdet eder) değil miydik?' Müminler 'Evet bizimle beraberdiniz; fakat siz, kendinizi nifaka düşürüp helak ettiniz. Müminlere felâket beklediniz. Şüphelendiniz ve uzun ömür hülyası, sizi aldattı; tâ Allahın emri (ölüm) gelinceye kadar...' Bir de, Allaha karşı, sizi, aldatıcı şeytan aldattı. (Ey münâfıklar), artık bugün ne sizden, ne de o kâfir olanlardan (kurtulmanız için) bir karşılık, bedel kabûl edilmez. Sığınacağınız yer ateştir; size yaraşan odur. O, ne kötü bir gidiş yeridir!” (Hadîd: 12-15)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.