"Kâfire, ölümden daha kötü bir şey olamaz!.."

A -
A +
 
 
"Kâfir, Allahü teâlâya kavuşmayı istemez. Allahü teâlâ da, ona kavuşmayı istemez.”
 
İsmail bin Iyaş hazretleri hadis hafızıdır. 108'de (m. 726) Şam’da doğdu. Zamanın büyük muhaddislerinden ilim tahsil etti ve yüz binden ziyade hadis ezberleyerek hafız oldu. İbn-i İshak, Süfyân-ı Sevrî, Abdullah bin Müba­rek gibi büyük âlimler ondan istifade ettiler.
Bu mübarek zat 181'de (m. 797) vefat et­ti. Şöyle nakletmiştir:
Ebû Sa’îd-i Hudrî (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Yollarda oturmaktan sakınınız” buyurunca, Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) “Biz oralarda oturarak meselelerimizi konuşuyoruz. Oralar bizim meclisimizdir” diye arz ettiler. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz; “Öyleyse böyle yerlere geldiğiniz zaman, yola hakkını verin” buyurdu. Eshâb-ı kirâm (radıyallahü anhüm) “Yolun hakkı nedir?” diye sorduklarında, Resûlullah efendimiz; “Harama bakmamak, eziyet vermekten sakınmak, verilen selâmı almak, iyiliği emredip, kötülükten menetmek” buyurdu.
Ubâde bin Sâmit (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Kim Allahü teâlâya kavuşmayı isterse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı ister. Kim Allahü teâlâya kavuşmayı istemezse, Allahü teâlâ da ona kavuşmayı istemez." Âişe (radıyallahü anhâ) veya Peygamber aleyhisselâmın temiz zevcelerinden diğer biri; “Fakat, biz ölümü istemiyoruz” dedi. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz; “Öyle değil, lâkin mümine ölüm gelip, Allahü teâlânın rızâsı ve keremi ile müjdelendiği zaman ona, ondan daha sevgili bir şey olmaz ve bu sebeple Allahü teâlâya kavuşmayı ister. Allahü teâlâ da ona kavuşmayı ister. Kâfir olana ölüm geldiği zaman, Allahü teâlânın azâbı kendisine bildirilir. Ona önündeki şeyden (ölümden) daha kötü bir şey olmaz. Bu sebeple Allahü teâlâya kavuşmayı istemez. Allahü teâlâ da, ona kavuşmayı istemez” buyurdu.
Hazret-i Ebu Talha (radıyallahü anh) anlatır: Bir gün Resulullah efendimiz sevinçli olarak gelip buyurdu ki: “Cebrail bana gelip, şu müjdeyi verdi: Ya Resulallah! Rabbin, (Sana bir defa salevat okuyana, ben on salat okurum. On defa rahmette bulunur, on günahını affeder, on derece yükseltirim. Sana bir defa selam veren herkesin selamına da, ben on defa selam ile karşılık veririm. Bu sana ikram olarak yetmez mi, razı olmaz mısın?) dedi. Ben de, razı olurum dedim.”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.