"Eshâbım, sizin en hayırlınızdır"

A -
A +
“Beni gören veyâ beni görenleri gören Müslümânı Cehennem ateşi yakmaz.”   Muhammed Osman Mîrgani, Abdullah bin İbrâhim Mîrganî hazretlerinin torunu olup tefsir ve tasavvuf âlimidir. 1208’de (1793) Hicaz’da Tâif şehrinde doğdu. Babasından tasavvuf terbiyesi aldıktan sonra Mekke’ye gitti. Burada tefsir âlimlerinin derslerine devam edip icazet alarak Tâif’e döndü ve talebe yetiştirdi. 1268 (m. 1852)’de burada vefat etti. Bir dersinde buyurdu ki: Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” Eshâbının “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” ve Ehl-i beytinin “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn”, diğer ümmetlerden üstün ve fazîletli olduklarına itikâd etmek dînî bir vecîbe ve İslâm akâidindendir. Selef-i sâlihînin onlar hakkında naklettikleri hadîs-i şerîflere ve menkıbelerine itimat ederiz. Doğru olduğuna inanırız. Onlar Resûlullahın sohbetiyle ve dînin yayılmasında, Resûlullaha yardımcı olmakla şereflenmiş seçilmiş kimselerdir. Onların üstünlükleri Kur’ân-ı kerîmde bildirilmiştir. Allahü teâlâ [Fetih sûresi 18. âyetinde meâlen] (Ağaç altında sana söz veren müminlerden Allahü teâlâ elbette râzıdır.) [Fetih sûresi 29. âyetinde meâlen] (Muhammed “aleyhisselâm” Allahın Resûlüdür. Onun yanında bulunanlar (Eshâb-ı kirâm) kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gâyet merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederken (namâz kılarken) görürsün. Allahtan lütuf ve rızâ isterler...) [Tevbe sûresi 100. âyetinde meâlen] (İyilik yarışında önceliği kazanan muhâcirler ve ensâr ve onlara güzelce uyanlardan Allah râzı olmuştur. Onlar da Allahtan râzıdırlar...) buyurmuştur. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Yıldızlar gök ehli için sığınaktır. Ben Eshâbım için sığınağım. Eshâbım da ümmetim için sığınaktır. Hangisine uyarsanız, hidâyete kavuşursunuz. Eshâbıma dil uzatmayınız! Ümmetimden herhangi biri, Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, Eshâbımın bir müd arpa sadakasına verilen sevâba kavuşamaz.” “Beni gören veyâ beni görenleri gören Müslümânı Cehennem ateşi yakmaz.” “Beni görenlere ne mutlu ve Eshâbımı sevenlere ne mutlu, çünkü sizin en hayırlınızdır.”  Eshâb-ı kirâmın kalbleri Allahü teâlâya kavuşmuş ve Onda fânî olmuşlardır. Konuştukları zamân hakkı söylerler. Hükmettikleri zamân adâletle hükmederler. Allahü teâlâ [A’râf sûresi 181. âyetinde meâlen] (Yarattıklarımızdan bir ümmet vardır ki, hakkı gösterirler ve onunla hükmederler) buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.