''Yarın sabah bak neler olacak!.."

A -
A +
Ebû Osman Yuneynî hazretleri, talebelerine; "Beni, bu ağacın altına defnedin!" diye vasiyet etti...   Ebû Osman Yuneynî hazretleri tasavvuf âlimlerindendir. 530 (m. 1136)’da Lübnan’ın Yuneyn köyünde doğdu. Şam'da zamânının âlim ve velîlerinden ilim ve feyz alarak yetişti. 617 (m. 1220)’de vefât etti. Çok kerametleri görüldü.
İbn-i Şühbe şöyle anlatmıştır: Hanımımın bir örtüye ihtiyâcı vardı. Satın almamı istedi. Borcum olduğunu, bu sebeple alamayacağımı söyledim. O gece uyudum. Rüyâda bana; "İbrâhim Halîlullah'ı görmek istersen, Yuneynî hazretlerine bak!" dendi. Sabahleyin, Yuneynî hazretlerinin bulunduğu yere gittim. Beni görünce, beklememi istediler ve evlerine gidip geldiler. Berâberlerinde, bir örtü ve borcum kadar para vardı. Onları bana verdi. Alıp evime döndüm.
Yuneynî hazretlerinin vefâtı şöyle anlatılır: Bir cumâ günü yıkanmak üzere hamama gitti. Cumâ namazı için gusül abdesti aldı. Sonra câmiye gelip, Cumâ namazını kıldı. Sonra Dâvûd ismindeki müezzine; "Ey Dâvûd! Sen cenâze yıkar mısın? Yarın sabah bak neler olacak!" dedi. Müezzin bir şey anlamayıp; "Efendim biz sizin emrinizdeyiz" diyebildi. Oradan ayrılıp dergâhına geldi. Talebelerini, her zaman altında oturduğu ağacın yanına çağırdı ve; "Beni, buraya defnedin!" diye vasiyet etti...
O gece bütün talebeleriyle sohbet etti ve onlara ayrı ayrı duâ etti. Talebelerinden biri; "Efendim zât-ı âliniz için, tatlı menbâ suyu getirmişler içer misiniz?" diyerek ikrâm etti.Suyu alıp içti. Kalanıyla da abdest aldı. Sabah namazını cemâatle kıldıktan sonra, her zaman çıktığı minderin üzerine çıkıp, kıbleye doğru bağdaş kurup oturdu. Her zaman olduğu gibi tesbihi elinde idi. O hâlde hiç kimse ile konuşmadı. Herkes onun uyuduğunu zannedip yavaşça oradan ayrıldı. Bir ara hizmetçisi bir şey sormak için yanına girdi. Uyuyor zannederek geri çıktı. Bir süre sonra; "Hocamız bu kadar geç kalmazdı!" diye düşünerek, tekrar odaya girdi ve; "Yâ Seyyidî, ey efendim!" diye seslendi. Ebû Osman Yuneynî hiç ses vermedi. Yanına gidip baktığında, vefât ettiğini gördü. Hemen Melik Emced'e haber verdiler. Derhal dergâha geldi. Ebû Osman Abdullah'ın hiç renginin değişmediğini ve bağdaş kurmuş bir hâlde vefât etmiş olduğunu gördü. Cenâze işlerine başladıklarında Müezzin Dâvûd gelip, Ebû Osman Abdullah'ı yıkadı. O zaman Müezzin Dâvûd'a; "Yarın sabah bak neler olacak" demesinin, vefâtına işâret olduğunu anladılar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.