Terörün hedefindeki Türkiye…

A -
A +
Türkiye'ye yönelen terör dalgasının PKK-IŞİD-DHKP-C örgütsel koalisyonu, aynı hedefe hizmet eden kapsamlı bir hamlenin dışavurumudur.  Bu hamle zamanlaması itibariyle hükümet boşluğu izlenimi verilmek istendiği ve buna bağlı olarak giderek yapay koalisyon yaptırımlarına dönüşmüş bir atmosferin seyrettiği bir dönemde yaşanmıştır. Bu atmosferin aynı zamanda bir süredir devam eden bir maskeli baloyu barındırıyor olması da gözden kaçmamalıdır.

Bu maskeli baloyla sahnelenen; IŞİD terör örgütü üzerinden PKK/PYD terör örgütlerinin meşrulaştırılması, süslü ifadelerle maskeler oluşturarak barış adı altında, alan hakimiyetleri kurulması, kamu düzeninin işlemez hale getirilmesi ve şiddet ve baskıyla korku ve tedirginliğin yaygınlaştırılması ve böylece asla vazgeçilmeyen silahların rotasında terör kozunu her zaman kullanarak aldatıcı bir çözüm süreci yerleştirme oyunudur. 

Öylesine bir oyun ki; Suruç katliamı bahane edilerek, aslında hiç sonlandırmadığı terör saldırılarını artırarak PKK, sahici ve samimi işlemesi gereken çözüm sürecinin yerli ruhunu havaya uçurmuş ve HDP üzerindeki vesayetini sağlamlaştırmıştır. 2013 yılından beri beklenilen ve yapılacağı vaadinde bulunulan silahın bırakılması gerçekleştirilmediği gibi aksine daha da yaygınlaşması adına halkın silahla buluşması çağrılarının yapılması, çözüm sürecinin yerli damarını sonlandırma hamlesidir. Bugünün devletlerarası güç mücadelesinin en kıymetli enstrümanına dönüşmüş olan silahlı örgütlerin uluslararası istihbarat networküyle iç içe geçen ilişkileri Kandil zemininde yeniden harekete geçmiş, yerli olan ne varsa bertaraf edilerek, yabancı çıkarların sarsılmaması adına çözüm süreci ülkenin çözülme sürecine dönüştürülmesi  istenmiştir. Oysa çözüm sürecinden geniş halk kitlelerinin anladığı; bir çakıl taşının yerinin değiştirilmeden bir arada yaşama iradesinin sonsuza kadar tesisidir. Kimseyi ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan, tüm kültürel kimlikleri ortak zeminin zenginliği sayan ve benzerliklerin farklılıkların çok üstünde olduğunu ortaya koyan en geniş milli mutabakatın tesisidir. Bu zemin, yerli olmak zorundadır. Bu zemin, sadece bu toprağın insanının çıkarına ve onun aydınlık geleceğine hizmet etmek zorundadır. Bu çizgi, güçlü Türkiye'nin tesisidir. Tüm bu hedefler, üç terör örgütünün ortak terör hamlesiyle hedef seçilmiştir. Hedef, aslında sadece Türkiye'nin iç savaşa sürüklenerek atomize olması değil, aynı zamanda Suriye ve Irak üzerinden tüm Orta Doğu halklarının birbirine düşmanlaşması, ufalanması ve yeni kukla devletçiklerin yer tuttuğu yeni siyasal atlasın tasarımı hedefidir. Irkçı temele dayanmayan başka etnik yapıları dışlamayan ve mazlumlar dayanışmasına dayanan milletleşmenin engellenmesi hedefidir. Etnik ve mezhepsel çelişkileri yerleşik kılmanın ve bunun üzerinden çıkar devşirmenin hedeflenmesidir...

Evet bugün dün olduğu gibi Türkiye hedeftedir. IMF vesayetinden kurtulduğu için, gelecek hedeflerini büyüttüğü için, milli savunma sanayisini geliştirdiği için, Rusya ve Çin ile artan stratejik ilişkilerde olduğu gibi Batı dışında da yeni seçenekler geliştirme kabiliyeti gösterdiği için Türkiye hedeftedir. Uluslararası sistem denilen ve Birleşmiş Milletler simgesi üzerinden tüm mazlumların nasıl sistem mağduru olduklarını sorguladığı için Türkiye hedeftedir. Ve buna bağlı olarak özellikle Orta Doğu'nun tüm mazlum milletler için bir umut ışığı olduğu için Türkiye hedeftedir. Ve sonuç olarak ve esas olarak Türkiye'yi Türkiye'den yönetme iradesinin ortadan kalkması için Türkiye hedeftedir.

Her şeye rağmen, her türlü kumpasa, her türlü saldırıya ve her türlü kirli, maskeli, sahte hesaplara rağmen bu oyun tutmayacak ve bu oyunu bu millet bozacak. Onun azim ve kararlılığı, onun feraseti ve hakemliği bu oyunu bozacak.

Bugüne değin sürekli başkalarının mikrofonu olmuş ve bu toprakların değerlerine yabancılaşmış, teröre terör diyemeyen, terör örgütüne terör örgütü diyemeyen gayri millî sahte aydınların gayretleri boşa çıkacak, onların dilinde barış kirlenemeyecek, kurşunlanamayacak...
Ve gerçek aydın milletiyle, ülkesiyle bütünleşerek, sahici ve samimi barışın öncüsü olacak ve tıpkı bir pergel gibi bir ayağıyla bu ülkenin topraklarına sımsıkı bağlanacak diğer ayağıyla tüm dünyaya açılacak...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.