Birbirine düşen değil birbirini düşünen…

Fatih Sultan Mehmet 21 yaşında iken İstanbul'u fethetmenin plânlarını yapıyordu. Fetih öncesinde bu fethi yapabilmek için kindi milletinin ruh hâlini anlamak istiyordu.

Bunun için bir sabah şehirde tebdil-i kıyafet ederek yani sivil giyinerek o dönem başşehrimiz olan Edirne'de çarşıya alışverişe çıktı...

Bir dükkâna varıp alışverişini yaptı. İkinci bir şey daha istediğinde dükkân sahibi;

“Beyim, ben siftahımı yaptım. Onu da yandaki komşumdan alın, o da siftah yapsın” diye kanaatkârlığın zirvesinde bir tavır gösterdi.

Sultan Fatih belli etmedi ama çok memnun oldu...

İkinci dükkâna gitti, ondan da bir alışveriş yaptı. İkincisinde de aynı şekilde komşu esnafa yönlendirildi... Çarşıda bütün esnaf birbirini gözetip kollayan birbirine kazançta da yardımcı olan bir ticaret ahlakına sahipti.

Fatih Sultan Mehmet bunun üzerine Allahü teâlâya şükrederek el açtı:

“Allah’ım sana şükürler olsun. Bana birbirine düşen değil birbirini düşünen bir millet ihsan ettin. Ben bu asil milletimle; değil Allah’ın izniyle Bizans'ı, dünyayı fethederim...”

Sonra emrini verdi, hazırlıklar başlatıldı. İki ay geçmeden İstanbul fethedildi.

İstanbul’un fethiyle çağ açılıp çağ kapandı… Osmanlı Devletinin başşehri İstanbul oldu. Yüce Allah bu millete, yine o dönemde olduğu gibi "birbirine düşen" değil "birbirini düşünen" millet olma şuuru ihsan eylesin.

 

 

 

 

 

"Bil ki atların önüne inciler serilmez!

Mücevherlerden sarraflar anlar ancak,

Başkası bilmez.

Ne fark eder ki,

Kör insan için elmas da bir, cam da...

Sana bakan bir kör ise

Sakın kendini camdan sanma! "

 

 İnsanın süsü yüzüdür, yüzün süsü göz, aklın süsü dildir, dilin süsü söz...

 

 

Yeni aldığınız bir bulaşık süngerini mutfakta değil dikiş kutusunun yanında sarı kısmına iğnelerinizi batırarak iğnelik olarak kullanabilirsiniz.

 ***

Bulaşık süngerinin sarı kısımlarını sandalyelerinizin ayaklarına gelecek şekilde kesip zamkla yapıştırdığınızda, ses çıkartmayı ve kaymasını önleyebilirsiniz...