Şeref dilim, Türkçem

A -
A +
''Medeniyet ve kültür'' bulut gibidir. Üstümüze, büyük ölçüde, istesek de istemesek de gelirler; onlara, git diyemeyiz, gümrük koyamayız. Güçlüysek, bir yere kadar karşı çıkarız. Medeniyet ve kültür güçlüyse ona mani olamayız.
Türkler de İslam kültür ve medeniyet hayatını, kendi yaşadıkları hayata uygun ve ona mükemmeliyet kazandıracağı için, ona seve seve hizmet etmek ve onunla yücelmek için seve seve kabullenmişlerdir.
Her yeni medeniyet, kendi aslî unsurlarıyla kabul görür. Bu yüzden, 10. yüzyılın yükselen İslam medeniyetini Türklerin, ilim dili Arapçadan ve konuştukları kültür dili Farsçadan öğrenmeleri kadar tabii bir şey olamaz. Bugün Batı, bizden almalarına rağmen, medeniyet, ilim ve teknolojide ileriyse, İngilizceyi de öğrenmemiz kaçınılmaz bir vakıadır.
Yeniden, silkelenip kendimize gelmemiz hâlinde -işaretleri var- niye yeni ve Büyük Türkiye'mizin parladığını, fisebilillah âleme yeniden medeniyet ve kültürümüzü yaydığımızı görmüş olmayalım. İşte o zaman ''medeniyet ve kültürümüzü gelecek nesillerimize ve dünyaya taşıyan zengin bir Türk dili'' varlığından söz edebiliriz. Türkçem, zaferlerin şeref dilidir.
         Rıdvan Üzel-İstanbul     
 
 
 
ŞİİR
 
             Şükür-name
 
Yâ Allâh, Bismillâh; Allâhü Ekber!
Geçmişin günleri geldi çok şükür…
Başladı yeniden bir kutlu sefer;
Sular yatağını buldu çok şükür…
 
Yepyeni bir sayfa açıyor târih;
Yeniden güllere gülüyor tâlih;
Daha düne göre şu gâyet sarih;
Küffârda benizler soldu çok şükür!...
 
Bilmem kaç asırdır bir yangın yeri
Bitmiyor sılanın gurbet günleri
İlk defâ derinden duydu zaferi
İnşâllâh çilesi doldu çok şükür!...
 
Yiğit kalkmaktadır, düştüğü yerden
Sisler dağılınca çıktı siperden
Coşkusu az değil, halkın, askerden;
Bambaşka bir hâller oldu çok şükür!
 
Kırpıldıktan beri aynı yerdeyiz;
Hâlâ anlamadık, tam da nerdeyiz!
Kabukları kırdık, işte burdayız;
Devran kapımızı çaldı çok şükür!
 
İki Bin On Sekiz; gün Yirmi Ocak;
Kalemleri görün, neler yazacak?
Türk Milleti oyunları bozacak;
Herkesler anladı, bildi çok şükür!
 
Peygâmber ordusu, İslâm milleti
Kovacak bölgeden zulmü, zilleti
Kazıyacak nifak denen illeti
Korkuyu, kompleksi sildi çok şükür!...
 
Besmele, tekbirle çıkıldı yola;
Fetihten zafere, yok artık mola!
Ümmet heyecanlı, millet kol kola;
Kendini meydana saldı çok şükür!...
 
Afrin, Münbiç; sonra, daha sonrası!
Gönül coğrafyası kurtlar sofrası
Yetsin kefere'nin tavrı, tafrası;
Dersini alacak, aldı çok şükür!...
 
Afrin’in Aa’sıdır, Münbiç’in Bee’si
Peşinden, sırada Coğrafya Cee’si
Amerika nere, bura neresi?!...
Plânları akîm, kaldı çok şükür!...
 
Reis Recep Tayyip, başkomutanın;
Şâd etti rûhunu şanlı atanın...
Gözü aydın memleketin, vatanın;
Mazlumların yüzü güldü çok şükür!...
 
Âşık Nûrânî'yim, mutludan mutlu;
Hem de yarınlardan, daha umutlu
Seferimiz olsun mübârek, kutlu
Târih kıyâmını kıldı çok şükür!...
 
                           Âşık NÛRÂ
 
AİLE-ÖĞÜT
 
Şüphe, hummalı hastaya benzer: Uyumaz, uyuyamaz, uyutmaz, dalsa da korkulu rüya görür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.