Selimiye avlusunda bir çınar ağacıyım -1-

A -
A +
Kibir ve gurur rüzgârına kapılmaması mümkün değildi… Eğer başları öne, günde beş vakit eğdiren namaz için davet için duyduğu o ezan sesi ve mezar taşlarındaki derin sükûta dönük yüzü olmasa.
Cami avlusunda uzun boyu, kalın gövdesi, dört bir yana uzanan geniş dallarıyla bahçenin en heybetli ağacıydı.
Yüzyılı aşan yaşıyla o koca koskoca bir çınardı. İhtişamı ve asaletli görünüşü karşısında insanlar ona bakmaktan kendilerini alamıyorlardı.
Ferahlatıcı gölgesinde oturanların ona ulu çınar dediklerini defalarca duymuştu. Gövdesindeki kabukları önceleri düzgün ve yeşilken sonradan düzensizleşmiş ve yer yer dökülmüştü. Gençlik sonrası gelen ihtiyarlığı hatırlatır gibi…
Olumsuz geçen nice sürece; sıcağa soğuğa; yağmura kar ve fırtınaya dayanıklılık göstermişti. Ayaktaydı, dirençli ve sabırlıydı. Tıpkı kemale ermiş olgun bir insan gibi…
Hazreti Mevlana’nın dediği kadar cömertti… Ne üzerine konan kuşların ne de gölgesinde yatan insanların hesabını tutmuştu yıllar yılı…
Tevazuu öğrenmişti. Güzelliği ve kusuru aynı vücutta barındırıyordu. Heybetli kuyruğu, çirkin ayağı ve nahoş sesine rağmen görsel muhteşemliğiyle görünen bir tavus kuşu gibi muhteşemdi.
Kuşlar dallarına konar bir süre sonra uçar, diğer ağaçlara konarlardı.
Vazgeçilmez değildi besbelli, mezarlıktaki diğer yatanlar gibi… Güçlü ve yaygın kökleriyle toprağın üstü gibi altındakilerle de özel bir muhabbet içerisindeydi.
Sevgiyi, mutluluğu, acıyı, kederi onlarla da paylaşıyordu. Sonbaharda yapraklarını döker, bahar ve yazın tekrar açardı, tıpkı ölümü ve hayatı tekrar tekrar hatırlatır gibi…
             Erkan Özkan
 
 
 
 
NİSAN GÜNEŞİ
 
 
TÜRKİYE GAZETEMİZİN 49. YILINA İTHAF...
Nisan yağmuru var da,
Nisan güneşi yok mu,
Gazetem ilkbaharda,
Bir güneş gibi doğdu.
 
Zulmet bulutlarını,
Dağıttı senelerce,
Hidayet nurlarını,
Yaydı hem on binlerce.
 
Allah yâr bize deyip,
Çıktılar ki bir yola,
Gece gündüz demeyip,
Vermediler hiç mola.
 
Hizmette sınır yoktu,
Hem dine hem millete,
Gayret, bereket boldu,
Erişildi rahmete.
 
Çok da kışlar yaşandı,
Çekildi sıkıntılar,
Hizmete darbe için,
Oynandı senaryolar.
 
Rabbim elinden tutar,
Cömertlerin, garibin,
Elbet düzlüğe çıkar,
Hizmetçisi bu DİNİN.
 
Tam kırk sekiz senedir,
Devam eder yayına,
Çizgisi hep millîdir,
Sevdâlı vatanına.
 
Yayar Ehl-i sünneti,
Onun Bizim Sayfası,
Uyandırır ümmeti,
Odur dostun en hası.
 
Kavuştuk işte yine,
Bereketli bahara,
Hizmete devam dine,
Gayret gerek kullara.
 
Haydi milletim gayrı,
Uyan artık gafletten,
Birlikte gör, sen hayrı,
Vatan gitmesin elden.
 
   Alaaddin Erdoğan
 
GÜZEL SÖZ
 
Ya Rabbi mazluma dayanma gücü, zalimin kalbine de merhamet ihsan eyle. Âmin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.