GÜZEL SÖZ

A -
A +
Ev satın almadan evvel, komşuların nasıl olduklarını araştırınız! Yola çıkmadan evvel, yol arkadaşınızı seçiniz! (Hadis-i şerif)
 
 
Çaka Bey'i bilir misiniz?
 
Çaka Bey İzmir fâtihidir. Kendisi Anadolu Selçuklu Devletinin özerk beyiydi. Oğuzların Çavuldur boyuna mensuptu. Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu’nun fethi sürecinde Bizans’a esir düşse de İmparator III. N. Botaniates’in dikkatini çekti. Sarayda misafir edildi. Burada hem Grekçeyi öğrendi hem Bizans deniz kuvvetleri hakkında bilgi sahibi oldu. 1081 yılında Bizans tahtına İmparator Aleksi Komnen geçince serbest bırakıldı.
Çaka Bey o sene elindeki kuvvetlerle İzmir’i kuşattı ve Bizanslılardan aldı. İzmir’de beylik kurarak sınırlarını genişletmek için mücadeleye başladı. İki üç yıl içinde Urla, Çeşme, Sığacık ve Foça’yı ele geçirdi. Çaka Bey'in hedefi Ege Denizi'nde hâkimiyeti sağlamaktı.
Bu sebepten İzmir ve Efes tersanelerinde yelken ve kürekli 40 parçadan meydana gelen ilk Türk filosunu kurdu. Filo 1089’da Ege Denizi'ne açıldı. Çaka Bey'in komutasındaki bu ilk Türk filosu 1090’da Bizans donanmasını Koyun Adaları açıklarında yenilgiye uğrattı. Sisam ve Rodos adalarını ele geçirdi.
Çaka Bey de Çanakkale ve Trakya’yı ele geçirip sonra İstanbul’u fethetmek istiyordu. O da Sevgili Peygamberimizin müjdesine kavuşmak istiyordu. 1095 senesinde donanmasının başında harekete geçti. Edremit dâhil, yolu üzerindeki Bizans merkezlerini zapt ede ede Çanakkale sınırlarına dayandı. Burada Anadolu Selçuklu Devletinin hükümdarı Kılıç Arslan’la buluştu. Beraberce Boğaz'ın en çetin kalesi olan Abidos’u kuşattı. Kale kolaylıkla alındı, ama Çaka Bey de aldığı yaraların etkisinden kurtulamayıp vefat etti...
Çaka Bey'in ölümü İslâm mücahitlerini büyük bir üzüntüye boğdu. Bizanslılar da büyük sevinç yaşadı.
Çaka Bey hayatını İslâmiyet’i yaymak için uğraşmakla geçirmiş bir kahramandı. Ölümüyle birlikte beyliği de dağıldı...
             H. Kaleli-İzmir
 
 
 
ŞİİR
 
                      24 HAZİRAN
 
Sıcak yüzünü gösterdiğinde, 24 Haziran gecesi.
Dünyaya yağacak gülümseyen kar tanesi.
Açarken umuda gözlerini öksüz ümmet;
Gülümsetecek mazlumu içlerinden bir tanesi.
Serin gün üstüne doğan sevdamdır
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevdam.
 
Soğuk, ayaz gecelerde üşümüşken karlar altında.
Naçar tohumlar çatladı. Toprak yarıldı.
Ak Papatyalar gülümsedi.
Gökyüzünden düşen kar tanesi
Sevdam doğarken kış günleri üstüne
Neşe, getirdi, kor düşen yüreklere
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevdam
 
Ak papatyaları andırırken saçları
Bal yeşiline çalan güzel gözlerinde umutlar;
Bol, bereket.
Şubat soğukluğuna sıcaklık katarken ışık huzmelerin,
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevdam
 
15 Temmuz akşamında,
251 Sevda yürürken önde.
Milyonlarca sevdalar arkada
Ayak izlerinin soğukluğunu Isıtarak yürüdüler.
Ak elbisenin kıyısından gülümsemeleri.
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevdam
 
Zemheri, ayrılık yolculuğuna çıkarken,
Bırakıp ayazı, geçip giden mevsimlere…
Gelecek mevsimler, baktırırken sevdalıları vuslata kapıdan
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevdam
 
Şair; düşlerken dizelerle bezeyecek karış karış ülkesini
Ressam; gecenin karanlığından seçerken resme renkleri
Donatmak için gökkuşağı tonlarını toprağına
Ak Papatyalar üstüne doğdu sevda...
                 Mehmet YÜMSEL-Bulancak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.