Kaç çileden çıkar bir hayat?

A -
A +
  “Kaç çileden çıkar bir hayat? Kaç tane ilmek atarsın mutluluğu tam üstüne göre örmek için? Kaç acı arttırır, kaç fırsat azaltırsın? Ya ipin kalın gelir ya da şişin, bir de şekil vermeye uğraşırsın haraşo, bir ters, bir düz. Bir de arada kaçırdın mı söküp baştan başlarsın. Ters düz olmuşsun bir de bakarsın...” Sahi hayat, yün çile ipliklerimize benzemez mi? Kollarımıza takardı annelerimiz “dur sabret biraz kır bileklerini bak işte şöyle şöyle…” ve sarardı birer ikişer. Sonra yine bu yün topağıyla bizlere sanat eserleri icra ederler. Hayat bir çile ipe benzemez mi dostlar? Bazen sıkar “aman ya” dersin işte tam o sırada bir tane ip kaçmıştır. Tutmaya çalışırken bir bakmışsın diğer ördüklerinden de olmuşsundur. Örmeye tekrar başlarsın bir yanlış yaptın mı işte ters düz olursun. Onun için ki anlıyorum ki çile demişler yüne hayatımız gibi kimine göre çile hayatın anlamıyken kimine göre dert tasa mahiyetinde serilir önüne. Çilehanelerin adı neden "çile" diye sorarım kendime ve bulurum birkaç cevap. Izdırap veren hâl, zahmet, meşakkat, eziyet... Dervişlerin tasavvufta, ahlâkın tezkiyesi ve vicdanın tasfiyesi için kırk gün kırk gece ibadet ederek nefsi terbiye etme işi... Çile, ahlâkının güzelleşmesi ve gönlünün cilâlanması için, tekkelerde konulmuş olan bir çeşit uygulamaydı önceden… Gereğine göre üç, kırk, bin bir gün devam edeni vardı. Çile çekilen yere "çilehane" adı verilirdi. Şimdi çile çekiyorum derse birisi demek istediği şu mu: “Vicdanımı terbiye ediyorum...” Eğer buysa her insanoğlu çekmeli çile. Nasıl çocukların terbiyeye ihtiyacı varsa nefsimiz de terbiye edilmeli. O zaman kullandığımız kelimelere dikkat etmemiz gerek. “Çile çekiyorum” demek uygun bir kelime değil. Kim nefis uğruna çile çekiyor şu âlemde? Kaç tane çileden (yün) çıkar bir hayat? Doğru ilmek mi atarsın, doğru modeli mi yaparsın; peki kullandığın ipe uygun mudur şişin? Sonradan pişmanlıklar duymayasın?            Meltem Kavak       ŞİİR    Sensizliğe alıştım   Aşk kalbimi incitti Aklımı aldı gitti Bu ne sevdaymış böyle Hiç başlamadan bitti   Yandım ızdırabına Yetmedin imdadıma Gönül tahtımı yıktın Erdin mi muradına?   Sana tutuldum birden Yıktın beni aniden Seni kalbime saldım Kalbim de küstü benden   Çok uğraştım çalıştım Kısmetimle barıştım Dönme artık gerek yok Sensizliğe alıştım   Hayatta tüm âşıklar Hep ziyan oluyorlar Çünkü bir gün aşkların Mutlu mutsuz sonu var      Elvin Mütaliboğlu  
GÜZEL SÖZ   Helal kazanmak için yorulup evine dönen kimse günahsız olarak yatar, sabah Allah’ın sevdiği kul olarak kalkar. (Hadis-i şerif)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.