Ey Türk uyan!

A -
A +
Ey Türk! Sen ki bugüne kadar bağımsızlığından taviz vermedin. Hiçbir zaman kimseye minnet etmedin, boyun eğmedin. Sen bir Türk olarak her zaman dik durdun, eğilmedin. Eğilmeyeceksin de.
Atalarımızın bize emanet ettiği bu toprakları, kutsal değerleri, gelenekleri ve görenekleri korumaya çalışacaksın. Bu senin en kutsal görevin... Bu değer senin en büyük hazinen… Asırlardır bağımsız yaşattığın bu ruhu her ne pahasına olursa olsun kaybetmeyeceksin. Sen ezelden beri hür yaşadın ve hür yaşayacaksın. Bağımsızlık senin en büyük tutkun…
1071 Malazgirt'te başlayan bu yükselişin, 1915 Çanakkale'de, 1921-1922 Kurtuluş Savaşında son olarak Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebelerini kazanarak devam etti. Sen her zaman düşmana korku saldın. Sana emanet edilen bu ülkeyi, bu cennet vatanını düşmana teslim etmedin. Etmeyeceksin de.
Tüm dünya dikte ile monarşi ile yönetilirken sen ülkene demokrasi getirdin. Egemenliği kayıtsız şartsız millete teslim ettin. Senin zorluklar, sefaletler içinde kurduğun demokrasi birçok kez yıkılmaya çalışıldı.1960 İhtilali, 1980 İhtilal ve son olarak 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi ile demokrasine birçok kez leke atılmaya çalışıldı. Bir olup, kardeş olup omuz omuza mücadele ettin. Senin en büyük kuvvetin kardeşlikten doğandır. Sen bunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdin. 
Sen bir Türk olarak içinde bulunduğun ülkenin birlik ve beraberliği için, refahı için, huzuru ve güveni için elinden geleni yapmaya hazır olacaksın.
Ey Türk! Ezanlarını dindirtme, bayraklarını indirtme! Bu milletin hiçbir şeyden korkmadığını ve korkmayacağını haykır! Asırlardır hür yaşadığın bu ruhu yüzyıllar boyu yaşatmaya devam et.
Ey Türk! Uyan artık şu uykundan. Dört bir yanın savaş içinde. Tüm dünya ayağına çelme takma peşinde. Dirliğini, birliğini bozma peşinde. İslam’ı yok etme peşinde.
Ey Türk evladı bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa ve mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini sakın düşünme...
              Furkan Dilekci
 
 
 
ŞİİR
 
                           BOSNA
 
Şu köşede bir çocuk, ağlıyor boncuk boncuk,
Baba sevgisi kayıp, ana kucağı kayıp,
Bu çocuğun resmidir dünya yüzünde ayıp.
Yıkık duvar dibinde yatıyor delikanlı,
Kalbi dışarı çıkmış, durmuş bir saat gibi,
Her yanını kaplayan asil kanın üstünü,
Bir bulut gölgelemiş, sanki şefaat gibi.
Bir ana bağırıyor gülüm, evladım diye,
Artık bulamayacak, can gitmiş, yavru yitik.
Ey, kan dökücü kalleş! Ey, kapkara vicdanlı,
Gel gör şu manzarayı, neymiş, çektiğin tetik?
Asırlardır biriken kin yağıyor Bosna’ya,
Cehennemi ateşler Hasan, Ahmet, Hüsna’ya.
Bir lokması kalmamış, tencerede su da yok,
Gündüz huzur, rahat yok, bir nebze uyku da yok.
Bir tek kabahati yok; İslam olmaktan başka,
Kâfir her öldürüşte sanki düşüyor aşka.
Ellerini bağlamış ambargoyla Batılı,
Ölen Müslümanlarmış, hiç kıpırdar mı kılı?
Yıkılmış minareler, kayıp olmuş hocalar,
Şirin evler tarumar, tütmez olmuş bacalar.
Bir ekmek bulamamış evlerine kocalar,
Acından ölmek üzre çocuk taşları yalar.
Ey Allah’ım, son bulsun bu acı, bu ızdırap,
Bitsin artık bu kaos, bu çekilmeyen azap.
Karşıda toplanmışlar kalleş, oyunbozanlar,
Sussun artık diyorlar o mübarek ezanlar.
Bilsinler, susmayacak, Rabbimin vaadi var,
O ezan yükselecek artık ebede kadar.
Bir gün olur Bosnalım yakın olur uzaklar,
Ayaklarını kırar kurdukları tuzaklar.
Sen ki Allah’ın kulu, Muhammed’in ümmeti,
Bilirsin şehitliği, Allah’ın tek nimeti.
İslamiyet’in nuru Bosna’dan yayılacak,
Bir gün gelip şu cihan bu nurla nurlanacak.
Ağla yetimim ağla, gözyaşın rahmet olur,
Ölen anan, kardeşin, baban bir huzur bulur.
Allah’ın inayeti eksilmez üstünüzden,
Bir gün gelir Herseklim, Bosnalım da kurtulur.
 
                    Hüseyin Hilmi Levent-Tarsus
 
GÜZEL SÖZ
 
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.