GÜZEL SÖZ
Dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için!..
İyilikten maraz mı doğar?
Toplumda her insan göreceli olarak birbirinden farklıdır. Örneğin kimi zengindir kimi fakir. Ama her birinin toplumdaki yeri ve fonksiyonu farklıdır. Önemli olan insanın üzerine düşen görevini yerine getirirken “iyi” olmasıdır. Öğretmen öğretir, mimar ev yapar, çiftçi ürün yetiştirir, ayakkabıcı ayakkabı yapar, terzi elbise diker…
Ama öğretmen öğretmenliğini iyi yaparsa, mimar evini sağlam yaparsa, terzi elbisesini düzgün dikerse, çiftçi ürününü sağlıklı ve doğal üretirse hepsi “iyi” insan demektir.
Bu görevlerini iyi yapan insanlar aynı zamanda paylaşma, yardımlaşma, cimrilik, bencillik, açgözlülük, kıskançlık gibi olumlu ve olumsuz duygularla da kişiliklerini belli ederler.
Eğer sende paylaşma ve yardımlaşma gibi güzel duygular gelişmemişse bil ki insanlardan uzaklaşmaya başlarsın.
Bunun bir adım sonrası bencilliktir. Bir adım sonrası kıskançlık… Sonra da başkalarının haklarına göz dikmeye kadar gider…
Aşırı mal ve para düşkünü olup çıkarsın. Bu hırs senin başını değirmen taşı gibi döndürür.
Eğer çocukluktan beri aldığın eğitim fakirlere yardımda bulunmak, bir başkasıyla bir şeyleri paylaşmak, yüreğinde sevgi, saygı, sorumluluk gibi güzel özellikler içerirse bilesin ki her geçen gün daha bir olgunlaşmaya ve “iyi” insan olmaya gidiyorsundur.
Bir toplumda paylaşma ne kadar iyi ve dengeli olursa toplumsal barış da o kadar iyi sağlanır.
Zenginler, ihtiyacı olanları unutmaz ve onlara el uzatırsa zengin ile fakir arasındaki uçurum kalkar. Derlerse ki: “İyilikten maraz doğar!” Derlerse ki: “İyilik et kele, duyursun seni ele!” Derlerse ki: “İyiliğe iyilik olsaydı, kara öküze bıçak çalmazlardı...”
Sakın bu sözler iyiliğin mutlaka zararlı olduğu anlamına gelmesin. Burada sana anlatılmak istenen söz şudur: Kimi kalbi ve niyeti bozuk kimselere iyilik edince onlar yine kendi içlerindeki kötülük sebebiyle iyilik eden sen olsan bile sana da zarar verebilirler.
Kapana kısılmış bir vahşi hayvanı kapandan kurtardığın için onun sana zarar vermeyeceğini beklememelisin. Sen onu kurtarmak için bu iyiliği yaptığın gibi onun vahşi bir hayvan olduğunu da bilip kendini ondan korumanın yolların aramalısın...
Ahmet Turan Kaçkar
ŞİİR
15 Temmuz
Temmuz'un 15'i Cuma akşamı,
Bir haber alındı; Köprü kapanmış.
Sandık ki bomba var, tedbir alınmış.
Meğerse hainler pusuya yatmış.
Bildiri okundu, anladık o ân,
Milletin silahı, dönmüş millete.
Uçaklar semâda, tanklar yollarda,
Millet ki koşturmuş bu şehadete.
Reis-i Cumhurdan; "Çıkın meydana".
Tek yürek olunup, çıkıldı yola.
Topraktan ervâhlar geldi yardıma,
Bu vatan bir kale ve toprak ana.
Toprak ki; tarihi emziren ana.
Millet ki; manayı taşıyan cana.
Gök kubbede salâ, cennete davet,
Edilmez mi bu davete icabet!..
Bu bayrak ki şehidin kanından renkli,
Bu bayrak öpülüp koyulur başa.
Manası yazılsa vatanın bir gün,
Satırlar çoğalıp yetişir Arş'a...
A. S. A
Telefon bataryası doldururken...
Öyle "%100 doldurup sonra şarjdan çıkarıyoruz" diyorsanız tamamdır ama diyorlar ki telefondaki yazılım, bataryayı tamamen şarj etmiyor. Belli bir tolerans payı bırakıyor. Bu sebeple şunu öneriyorlar: 1) Telefonu %100 dolana kadar şarj edin. 2) Telefonu şarjdan çıkarın ve telefonu kapatın. 3) Telefonu tekrar şarja takın ve bekleyebildiğiniz kadar bekleyin. (1-3 saat arası) 4) Telefonu şarjdan çıkarın ve telefonunuzu açın. 5) Telefonunuzu açtıktan sonra 2-5 dakika arası hiç bir şey yapmadan bekleyin. (Şarja takılı olmasın) 6) Telefonunuzu tekrar kapatın ve en az yarım saat tekrar şarja takın. 7) Şarjdan çıkarın ve telefonunuzu normal kullanın. İşlem bitti. Bu metot ile bataryanız kalibre olmuş oluyor ve tam olarak doluyor. Bunu bir kere yapmanız yeterli. Ondan sonra kendisi tam dolana kadar şarj ediyor. Siz deneyip denememekte serbestsiniz...
