GÜZEL SÖZ

A -
A +
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz...   Yol yorgunu sevda…   Sen benim çocukluğum, ben senin gençliğinim. Gözlerim gözlerin, nefesin nefesim. Anlamını bilmediğim türkülerin dilisin. Yüzünü güldüren mizahın ustasıyım. Kanat çırpan her kuşun kanadında özgürlük şarkısısın. Tutmaya çalışırken ellerinin arasından uçup giden kelebeğim. Ay ve yıldızlar senin yanında güzel. Yalın, öyle çocuksu gözlerle sevdim seni... Hınç, nefret, güvensizlik bilmedim. Sevgi her şeyin başıyken sevmeyi bilmedin. Duvarlardan aldın soğukluğu, güvensizliği. Hortuma kapılıp giden yaprak misali savrulmaktan yorulmadın. Oysa ben amansız yılların bıraktığı hicran yarasına direnen yıldız misali yörüngende ilerledim. Rüzgârlar varamadı yamacıma, içimde taşıdım varacağım yolu. Işığım; aramızdaki mesafeler, görmeyi umduğum yerde seni yok etse de gölgen vardı yetti bana. Işıktan ümidimi kesmedim hiçbir zaman. Ok gibi sözlerin battı batmaya devam edecek her fırsatta. Sevmek bu değil miydi, narına da nuruna da katlanmak? Yol yorgunuyum anla beni… Ateş ve suyun efsanesi misali… Sen yüce dağların tepesinde sevdalandın deli dalgalarıma, hırçın kayalıklara vuruşuma, yüreğimdeki duruluğa âşık oldun. Gel sevdalım ol, hayatımın anlamı ol misali kapıldın. Gözlerindeki ateşe uzun süre direnemedim, “al yüreğim senin” dedim. Su ve ateş sarıldı birbirlerine. Zamanla su buhar, ateş kül olmaya başladı. Ya kendim yok olacaktım ya da aşkım. Baştan başımıza yazılan kaderi aldım ve yüreğimdeki kederle uzaklaştım diyarından. Ateş kızdı, yaktı, yıktı ortalığı. Aradı buldu içini boşalttı suya karşı. Lakin suyun o duru gözlerine bakmayı bilseydi, biraz kırgınlık, biraz hırçınlık görecekti. O an anlayacaktı ki aşk bazen çekip gitmektir. Ama gidip yitirmek değil. O vakit anlaşılır ki ateşin yüreğini sadece su, suyun yüreğini sadece ateş alır. Ateş sudan su ateşten kaçar...                Hülya Günay       ŞİİR                   Hayaldesin   Bu dünya yalandır koşma peşine, Dilini tut karışma elin işine, Azrail arkanda koşma boşuna,  Akıbet ölümdür ne hayaldesin.   Ecel terazisi seni de tartar, Sırları örtüyor o yüce Settâr, Kara toprak bir gün seni de örter,  Akıbet ölümdür ne hayaldesin?    Kulluk etmek için geldik dünyaya, Aslını unutup dalma hülyaya, Dostların terk eder kalırsın yaya,   Akıbet ölümdür ne hayaldesin?   Akıl vermiş bize Yüce Yaradan, Fayda gelmez bize maldan, paradan, Ecel perdeleri kalkar aradan,   Akıbet ölümdür ne hayaldesin.   Hanifi uzatma söz bir gün biter,  Bu kadar nasihat sana da yeter, Çalış, çabala da kendini kurtar,   Akıbet ölümdür ne hayaldesin?              Hanifi Bildik-Kocaeli     SAĞLIK OLSUN   KİREÇLENME: Kireçlenmenin tedavisinde, akupunktur tedavisi bilinen tedaviler arasında en etkili olanlardandır. Çünkü akupunktur, eklem yerlerinde bulunan çapraz bağların ve bağ dokularının kuvvetlenmesine, kanlanmasına sebep olur. Ağrıyı giderir. Bağışıklık sistemini düzelterek şişkinlik, gaz, ekşime, kabızlık, gibi birçok rahatsızlığı ortadan kaldırarak vücudun sindirim sistemini düzenler. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Ümmin sistemini dengeler. Uykusuzluk, sabah yorgunluğu, hâlsizlik, stres gibi durumları ortadan kaldırır. Boyundaki yapısal bozukluğu tedavi ederek, beyne kan ve oksijen gitmesini sağlar. Vücudu zindeleştirerek hareket kabiliyetini artırır. Ödem çözücü özelliği sayesinde, kireçlenme olan bölgelerde kıkırdak doku ve çevresini rahatlatır, böylece o bölgelerde damarlar ve sinirlere yapılan baskıyı önler. Hiçbir yan etkisi yoktur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.