Kültür pınarları kurumasın yeter

Bugün ülkemizde herkesin konuştuğu ve devletin en tepesinde de dile getirilen bir savaştan söz ediliyor… Ekonomik savaş… Ve bu savaşın kazanılması için verilecek millî mücadele… Bu mücadeleye var gücüyle destek veren bir millet… Ve Cumhurbaşkanımızın İran, Rusya, Çin gibi yeni dünya ülkeleriyle ve devleriyle yerli ve millî para birimleri üzerinden yapılabilecek ekonomik ortaklıkları işaret etmesi… Yüreğimizde millî bir his oluşturdu… Ve bu savaşın kazanılmasında toplumu ve gelecek nesilleri kültür pınarlarından da beslemek gerekliliğinin kalıcılığını ve önemini düşündüm… Hatırıma Mehmet Emin Yurdakul geldi birden: Diyordu ki: “Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et;/Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet,/Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.”  Sonra dünyada bilinen Cengiz Aytmatov’un dünyaya anlattığı kültür politikası… Kırgızistan’da, babası gözlerinin önünde kurşuna dizilen ve o günden sonra ömrünün sonuna kadar 300 milyonluk Türk Dünyası için kalem olup haykıran Aytmatov… O haykırışlar ki dünyanın 150 ülkesinde yankılanan ve dünya durdukça da yankılanacak olan bir çocuğun Türk Edebiyat dünyasını besleyen kültür pınarıydı… Bizim ekonomik alanda başlatılan egemenlik mücadelesinin, Kırgızistan’dan çıkıp dünyaya yayılan millî birlik frekansını algılama yeteneğini gösteren Cengiz Aytmatov örneğini yabana atmaması ve benzer bir kültür hamlesi başlatması gerekir... Nesiller, gençler gelecek kuşaklar işte o zaman dost kim, düşman kim net ayırt edebilir? O zaman 300 yıllık bir geçmişle üç bin yıllık bir maziye yapılan hamlenin boyutları yüreklere ateş salıp tedirginlik vermez… O zaman 81 milyonluk Türkiye’yle birlikte aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi daha köklerimize inerek 300 milyonluk büyük bir millet olduğumuzu kökümüzden kopmamayı, geleneğimizi terk etmemeyi, milletimize yabancılaşmamayı da başarmış oluruz… Ekonomik mücadelelerimizi kültür pınarlarıyla beslersek, tarihimizin tecrübesiyle ve ışığıyla aydınlatabilirsek, beyinlerde yerli ve millî olmanın, öz kaynaklarımıza sahip çıkmanın, şehirdeki medeniyet kadar köydeki doğallığı atbaşı yürütmenin farkını ve zafer kazanmadaki stratejik önemini ortaya çıkarabiliriz. Bunun için kültür pınarlarımıza sahip çıkmak ve onlara bir ekonomist kadar değer vermek bu mücadelede olmazsa olmaz bir ayaktır. Hayatta iken kıymet bilmeyi ne zaman öğreneceğiz?       ŞİİR                          Çocuk sevgisi Cennette yükselmek mi istersin, çocuğunu çok öp Nûr ve âhrette sürûr istersen, çocuğunu çok öp ''Cennetteki Sevinç Sarayı''na çocukları seven girer Onlar gönül meyvesidir, göz nûru, elde hop hoptur Ciğerparemizdir, hastalıkta ilâç, hap, şuruptur ''Cennetteki Sevinç Sarayı''na çocukları seven girer Cehenneme perdedir, Sıratı geçme sebebidir Onlarla oyna, ye, iç, yat, anne, baba şefkatidir ''Cennetteki Sevinç Sarayı''na çocukları seven girer       PRATİK BİLGİLER *Kuru soğanları kese kâğıdına sardıktan sonra buzdolabının sebze bölümünde muhafaza ederseniz çürüyüp bozulmasını önlemiş olursunuz... *Kızarttığınız tavuğun tekrar ısıttığınızda lezzetini kaybetmesini istemiyorsanız tavuk parçalarını bir süzgece koyun. Tencerenin içerisinde su kaynatın ve süzgeci üzerine oturtun. Buharda ısıtılan tavuk lezzetinde hiçbir şey kaybetmeyecektir. *Satın aldığınız kiviler çok sert ve ham ise bir gece boyunca plastik bir torba içerisinde elma ve armut ile saklayın. *Evde pasta yaparken kullandığınız meyve şekerlemelerinin dibe çökmesini istemiyorsanız hazırladığınız hamura bir miktar mısır unu ilave edin. Meyveler pişerken suları yoğunlaşır ve dibe çökmezler. *Kek kalıbınızın içine hamurunuzu dökmeden önce ortasına bir şerit alüminyum folyo koyun. Böylece kekinizi pişirdikten sonra kolayca çıkartabilirsiniz. *Soğan, sarımsak kesmeden önce parmaklarınıza limon suyu sürerseniz, istemediğiniz kokulardan kurtulmuş olursunuz. *Kızartma kokularının bütün eve yayılmaması için yağın içerisine bir iki dal maydanoz atın.   ATASÖZÜ   Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir.