Kardeş candır...

A -
A +
Kardeşimin doğduğu günü bugün gibi hatırlıyorum. Babam elimden tutup beni gezmeye çıkarmıştı. Ne de olsa evdeki saltanatıma ortak geliyordu! Hem de bir şehzade!..
Hani hanımefendiler canı sıkılınca soluğu kuaförde alırlar misali, canım sıkkın olmadığı hâlde ilk iş saçlarımı kestirmiştik.
Ardından “Adile Teyze Kuzucukları ile” diye bir masal kaseti aldık. Benim çocukluk yıllarımda kasetlerin yeri, anlamı bir başkaydı ve özeldi. Son durak bir fotoğraf stüdyosu oldu. O gün çekildiğim fotoğraf, bir yıl o stüdyonun vitrininde kaldı. Tüm bunlar yaşanırken ben kardeşimi ve evin hâllerini hiç hatırlamıyorum. Görünen o ki taktik oldukça başarılıymış.
İlkokula giderken yumuk eller, tombul yanaklar ile o sımsıcak gülüş, yarım uçan kelimeler ile arkamdan beni okula uğurladığı vakitler hayatın en güzel tatlı anlarıydı…
Kardeş candır, canınıza can katan… En saf, doğal hâllerinizi paylaştığınız hayat sahnesine birlikte hazırlandığınız oyun arkadaşınızdır. Oynadığınız her oyun, birlikte yaptığınız her yaramazlık, okuduğunuz her kitap hayata atılan adımların temelidir...
İstediği bir oyuncağı almak için birlikte harçlık biriktirmek, tüm bayram harçlıklarınızı toplayıp birlikte sevinç içinde oyuncakçının yolunu tutmak fedakârlık ve dayanışmayı öğrendiğiniz noktadır.
Tek başına bir yere gittiği vakit, eline çikolata gofret tutuşturan kişiye, “ablama da verirseniz alabilirim” diyen yumuşacık yürek, ileriki yıllarda kardeşinin başına ne sıkıntı gelse, boğazı düğümlenen, kaç yaşına gelirse gelsin yediği her lokmaya kardeşini ortak eden cömertlik yolunda atılan ilk adımlardır.
Anneden gizli bir balkon köşesinde, kapalı kapılar ardında yapılan masum yaramazlıklar ileride kafa kafaya verip meseleleri göğüslemenin, sırt sırta vermenin öğrenildiği zamanlardır.
Hayatımızda da hangi parçamızı ihmal edersek o denli yarım ve eksik kalırız. Hayat sahnemdeki başrol oyuncu, kahramanım, kardeşimdir. Boşluk bırakılan her duygunun yerini başka duygular alır, çocukluk kahramanlarınızla aranıza mesafe koymayın… Kardeş candır... 
            Hülya Günay
 
 
 
ŞİİR
 
      Başka Türkiye yok!
 
Dağına taşına kurban olurum,
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
Vatan için can veririm, ölürüm;
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
 
Bu ülke bir bütün olmazsa olmaz.
Kalbimizde yaşar şehitler ölmez,
Bayrak indirilmez millet bölünmez,
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
 
Eli Mehmetçiğin tetikte her an,
Ömer Halisdemir, haini vuran,
Dinimiz İslam’dır kitabım Kur’ân
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
 
Denizleri deryaları aşarız,
Allah Allah diye coşar, koşarız.
Bu coğrafya bizim, burda yaşarız
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
 
Türkiye bölünmez gidi hainler
Size mezar oldu mağara inler,
Aklıselim olan bunları anlar,
Türkiye’den başka Türkiye var mı?
                 Bayburtlu Mithat İnci
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
TEBESSÜM: Şairlerin şiirlerinde, şarkıların güftelerinde çok şık duran ve manaya mana katan bir kelimedir tebessüm… Arapça besim kökünden gelmektedir. Besim de zaten güler yüzlü kimse demektir. Tebessüm ise nazikçe ve sessizce gülme ve gülümseme anlamındadır. Tebessümün en anlamlı hâli dişlerini göstermeden yapılan gülümsemedir.
 
TEESSÜR:  Arapça esir veya esaret kelimesinden gelmektedir. Çoğulu da teessürattır. Anlamı kederli ve üzüntülü olmak, hislenmek, içlenme hâlidir. Bir şeyden etkilenme yani tesiri altında kalma sebebiyle teessür denilmektedir. Acı ve kederlenmeyi de teessür kelimesiyle açıklayabiliriz. Üzülmek, kederlenmek. Bu kelime de İstanbul lisanında çok sık kullanılan estetik özelliği bulunan bir kelimedir. Müteessir kelimesi de teessür hâlinde olan kimseye denilirdi.
 
ATASÖZÜ
 
Deveyi yardan (uçurumdan) uçuran bir tutam ottur!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.