Kurusıkı tabanca

A -
A +

Türkiye'de eğitimi, sistemli bir hâle getirmeye nereden başlamalıyız? Yazıma böyle bir soruyla başlamam, gerçek bir eğitim sistemimizin olmamasıdır.

Peki nasıl olacak gerçek bir eğitim sistemi?
Başlangıç noktamızı doğru tanımlamak bizi başarıya götürecektir. ''Neyi, niçin öğreteceğiz?'' sorularını dinî, millî ve zamanın ilerisinde bir temelle cevaplayıp eğitim sürecini bu cevaplara göre dizayn ettiğimizde netice elde edilecektir.
Anlatmak istediğimi bazı misallerle somutlaştırayım... Din derslerinde vereceğimiz bilgiler öncelikle insanımızın ahiretini kurtarmak üzere belirlenmelidir. Devletin ideolojisine, siyasi havaya ve kültür oluşturmaya göre bir din eğitimi olmamalıdır. Doğru iman ve itikat (Ehl-i sünnet vel cemaat itikadı) üzere her bireyin vazifesi olan ibadetlerini yapacak bir bilgiyi taşıyan din eğitimi verilmelidir. Öğrenci, din derslerinde öğreneceklerinin; not almak için değil de Allahü teâlâya kul olmak için olduğunu hissetmelidir. Toplumun gidişatına bakıldığında nelere, kimlere nasıl inanıldığı veya kimlerin peşinden gidildiği ve dahi artık birçok insanın inanmaktan uzaklaştığı bir durum ortaya çıkmıştır. Demek ki yanlış yerlerde balık avlanılmış!
İlkokuldan üniversiteye tarih dersi veririz. İstanbul'un fethi anlatılır. Peki gerçekten bu tarih dersleri bizi biz yaptı mı? Öğrenmiş miyiz tarihten bir şeyler? Yoksa millet ''Muhteşem Yüzyıl'' gibi dizilerden mi tarihin farkına vardı? İstanbul'un fethini sadece testlerde sorulacak bir tarihî olay veya geçmişle avunacak bir hayal olarak verirsen olacağı budur. Oysa Fatih Sultan Mehmet Han'ın neden İstanbul'u daha çocuk yaşta hedef aldığını, hedefine ulaşmak için hangi eğitim süreçlerinden geçtiğini, hocalarının mikrobu ilk defa tanımlayan Akşemseddin ile Molla Hüsrev ve Molla Gürani hazretlerinin olduğunu anlattık mı? Anlatsaydık, gençlerimiz hedef belirlemenin önemini, hedefe ulaşmakta doğru kişilerle çok çalışmak gerektiğini bilirlerdi.
Eğitim sürecimizin felsefesini ortaya koyanlar ''Neyi, niçin öğreteceğiz?'' sorularına hakiki manada bir cevap bularak eğitimimize yön vermedikçe her gencimiz dünya girdabında kaybolmaya adaydır. Güzel yollar yaparsın kazalar artar, emniyet için çok para harcarsın cinayet ve diğer suçlar artar, teknoloji üreteyim dersin insanlar teknolojinin esiri olur, din dersin dinsiz artar... Artık Batı'yı merkez alan; siyasi, ideolojik, etnik ve ekonomik kaygılar taşıyan;  liyakatsiz insanların elinin değdiği bir eğitimi yakmanın zamanı gelmedi mi?
              Fatih Toprak-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
 
 
 
 
ŞİİR
 
             HAYAT                                              
 
Işıltı, ışıltı; bir garip şuâ…
İçimde incecik kısık bir dua…
Sözlerim sesimde ensiz bir bâhâ…
Varmakta ıssızlık artık ferâha…
 
Derinlik, derinlik bakışlarda yol;
Hitâplar sessiz, gökler yaralı kol…
İçimde ayrılmış, nizâmi bir hol;
Kimine saray, kimine karakol…
 
İnatçı ve hırçın bir çocuk hayat…
Elinde bir dilim ekmek, hep bayat…
Gönüller kavrulmuş, dizilmiş kat kat;
Gelecek, gelecek beklenen şefkât…
 
     Ahmet Sinan Arvas/Beylikdüzü
 
 
 
 
PRATİK BİLGİLER
 
*Eldeki balık kokusunu çıkarmak için, elma sirkesi ile yıkanır. *Ayna parlaklığı sirke ile silinerek elde edilir. *Karıncalar salatalıktan nefret eder, çıkış yerlerine bir iki dilim yeterlidir. *Suyu kaynatıp soğutup sonra dondurursanız buzlarınız pırıl pırıl olur. *Sakız lekesi, 1 saat buzluğa konarak temizlenir. *Beyazlatmak için, çamaşır 10 dakika limon dilimi konulmuş sıcak suya sokulur. *Fazla su almak için, limon bir saat sıcak suda bekletilir. *Lahana kokusundan kurtulmak için, kaynatılan suya bir dilim ekmek atılır. *Soğan soyarken sakız çiğnenirse, göz yaşarmaz. *Yumurta tuzlu suda haşlanırsa, çabuk pişer ve çatlamaz. *Patates haşlandıktan sonra soğuk suya atılırsa, çabuk soyulur. *Gözlüğün vidası çabuk çıkıyorsa, takmadan önce, deliğe renksiz oje damlatılır. *Satın alınan eşyaların üzerindeki etiketlerden kurtulmak için, üzerine margarin sürülür ve 15 dakika sonra bez ile ovalayıp yıkanır. *Ütüyü kolay ve çabuk yapmak için, masa kılıfının altına alüminyum folyo konur. *Ayaklar şişiyorsa, kolonya ile ovalanıp ılık su ile yıkanır. *Pamuklu elbiselerin çekmemesi için ilk yıkamadan önceki gece, soğuk suyun içerisinde bekletilir.
 
ATASÖZÜ
 
Acemi nalbant gibi kâh nalına vurur, kâh mıhına!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.