Ekmeğimle oynarken -3-

A -
A +

Size memuriyetinizde iki günden beri anlattığım bu 'mobbing'i uygulayan ve mesainizi burnunuzdan getirmek isteyen birileri varsa onlara sorun:

“Ekmeğin içindeki buğdayı ve suyu yarattığını iddia ederek kendini -hâşâ- Allah’a ortak koştuğunu söylemiş olmuyor musun? Yani bana ekmeği veren sensin, öyle mi? Beni işimden gücümden edeceksin, öyle mi? Memuriyetten atılmam için deliller topluyorsun, öyle mi? Arkamdan iş çeviriyorsun, öyle mi? Açık arıyorsun, öyle mi? Hesap soruyorsun, öyle mi? Kendimi sorgu makamının karşısındaymışım gibi savunmamı istiyorsun, öyle mi?..” Size cevap veremeyecektir. Konuşamayacaktır. Yutkunacaktır. Çünkü sizin korkunuz yoktur. Çünkü siz ekmeğin içindeki buğdayı ve suyu onların yaratmadığını bilirsiniz. Çünkü siz rızkın kimden geldiğini ve kime şükredileceğini iyi bilirsiniz. Çünkü siz onlar gibi değilsinizdir. Çünkü siz yılların çürütüp kirlettiği paslı ofis mobilyalarından da cansız ve ölü bir bedene hesap verilmeyeceğinin farkındasınızdır... Bu deneme tadındaki yazıyı edebiyatla ilgilenip memur olan kardeşlerim için yazdım. Kendini dışlanmış hisseden işçi kardeşlerim için yazdım. Azınlıkta kalıp çoğunluğun haklarına tecavüz eden birilerine karşı kim dur diyecek diyen ve orada burada çalışan insanlar için yazdım. Kimsenin olmadığı ofis ortamlarında ağza alınmayacak küfür ve hakaretleri duyup ekmek kaygısıyla dişini sıkıp kulaklarını çirkinliklere kapatan insanlar için yazdım. Seslerini kimsenin duymadığını sanan insanlar için yazdım. İnançlarını zedeleyen sözleri sırf ekmek parası kaygısıyla sineye çekmek zorunda kalan emekçiler için yazdım. Ben bir şekilde sesimi duyurabiliyorum. Kendilerine çok güvenen o iftiracılarsa kirli küfürlü seslerini ancak devlet dairesinin ofis kapısı kapandığında, onlar gibi olanların kulaklarına kusabiliyorlar!..             Mustafa Bilgücü       ŞİİR   Döndüm ama kalbim orada kaldı   Yedi yıl bekledim sonunda oldu Sabırsız bekleyiş nihayet doldu Medine Mekke’nin yolu göründü Döndüm ama kalbim orada kaldı.   Balıkesir, İzmir sonra Medine Çağırdı Peygamber, nurlu evine Ulvi bir heyecan doldu içime Döndüm ama kalbim orada kaldı   Geçtim Medine’nin sokaklarından Peygamber kokusu gelir her yandan Onun aşkı ile geçtim canımdan Döndüm ama kalbim orada kaldı.   Peygamber mescidi en kutlu mekân Kendinden geçmişti binlerce insan Cennetlik burada namazı kılan Döndüm ama kalbim orada kaldı   Yerlere göklere doldu melekler Peygamber aşkıyla yandı yürekler Allaha arz oldu bütün dilekler Döndüm ama kalbim orada kaldı               Aslan Torun-Balıkesir     ESKİMEZ KELİMELER   TENEFFÜS: Arapça kökenli bu kelimenin anlamı “nefes alıp verme” anlamındadır. Ancak bu kelimenin eğitim başta olmak üzere belirli aralıklarla dinlenmek gerektiren işlerde her bir dinlenme bölümüne verilen isim olarak kullanılması meşhurdur. Okullarda iki ders arasındaki zaman, teneffüs olarak hâlen de kullanılmaktadır. Günümüzde de bu kelime yerine “biraz soluklanmak” veya biraz “nefes almak” gibi ifadeler de kullanılır olmuştur. Teneffüs yerine “ara vermek” anlamında iki kelimeden oluşan ifade de kullanılmaktadır ancak “ara” kelimesi teneffüs kelimesindeki o motamot anlamı karşılamamaktadır.  
ATASÖZÜ   Körün istediği bir göz, iki olursa ne söz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.