Eleştiri ve geleceği düşünmek

A -
A +
Eleştiri, insan hayatında olmazsa olmazlardan biridir. Elbette ki çeşitli sebeplerle, herhangi bir olayı, bir faaliyetin doğru gördüğümüz yanlarını överken, yanlış gördüğümüz yanlarını eleştiririz. Bazen de hazırladığımız bir projeyi/sosyal-kültürel faaliyeti bilirkişilere veya arkadaşlarımıza danışarak görüşlerini alırız. Bu açıdan baktığımızda eleştiri, yapıcı amaçla kullanılmaktadır. Ancak, her şeyi körü körüne, kaba ve "yıkıcı" bir üslupla eleştirmek doğru değildir. Bu tip eleştiri alanlar da, aynı üslupla "madem bu işi biliyorsun, daha iyisini sen yap "gibi bir karşılık verir.
Yıllar önce, İstanbul Boğazı'na yapılacak olan ikinci asma köprüye, yani Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne itiraz edenler çok sayıda idi. Hâlbuki bu proje geleceğe yönelik bir projeydi, yıllar sonrası hesap edilerek inşa edilen bu köprü ve 1. köprü şu an ihtiyacı karşılamaya kifayet etmemektedir. Bir kesimin karşı çıktığı 3. köprü (Yavuz Sultan Selim) ve İzmit körfez Geçişi (Osmangazi Köprüsü) de belki 15-20 yıl sonra ihtiyacı karşılamakta zorlanabilir. Karşı çıkanlar bile bu köprüleri kullanmaktadır.
Aynı şekilde Balıkesir'in Edremit ilçesine yapılan, şimdiki ismiyle Kocaseyit Havalimanı (EDO) şu an günde karşılıklı üçer sefer düzenlenen, yazın ise daha verimli ve hem iç hat hem dış hat çalışan işlek bir havalimanı hâline gelmiştir. Yine, İstanbul'daki mevcut iki havalimanı ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmaktadır. 3. havalimanı şu an tek başına, ikisinin yaptığı işi yapabilecek kapasitededir. Yani, bu bahsettiğim projeler geleceği düşünerek yapılmıştır.
Sonuç olarak, uzun vadeli olarak yapılanları eleştirmeden önce, enine boyuna düşünmek gerektiği kanaatindeyim. Üslup her zaman yapıcı olmalıdır. Yıkıcı değil.
          Burak Elitez-Balıkesir
 
 
ŞİİR
 
                  Evlatlarım
 
Güneş yakıcı amma, ayla yıldız pek serin,
Üstüne aldanmayın, altı derindir yerin…
Geleceği düşünün, geçmişe kulak verin;
“Durumlara” kararsız kalmayın evlatlarım!
 
Bir şey sanılan “hiç”in yokluğuna alışın,
Hayat, ibretle dolu “dersinize” çalışın.
Sonu, vurgun yemektir -tedbirsizce- dalışın…
Dibi çamurlu suya dalmayın evlatlarım!
 
Sular durulmaz imiş, bulanıp çağlamadan,
“Tevekkül edilmezmiş ‘deveyi’ bağlamadan…”
Dört işlemle deneyip sonucu sağlamadan
Çetin problemlerden yılmayın evlatlarım!
 
Hak,  Allah’ın adıdır, hak etmeden yemeyin
Gönülsüz hediyeye “armağandır” demeyin!
Helâl, alın teriyle yoğrulmadan emeğin
“Ücret” adıyla bile almayın evlatlarım!
 
Veren el olun, lâkin savurmayın-saçmayın,
Hayırdan-hasenattan hiçbir vakit kaçmayın!
Çalışın da kazanın, kimseye el açmayın;
Cömerde bile muhtaç olmayın evlatlarım!
 
Damar açıp -kayadan- fışkıran pınar gibi,
Aşurenin üstünde yakut renkli nar gibi,
Kök salın çevrenize, asırlık çınar gibi;
Güz yaprakları gibi “solmayın” evlatlarım!
                                   Ahmet Feyzioğlu
 
 
 
ENTERESAN BİLGİLER
 
Bin yıllık iskelet
Halen yenileme çalışmalarının sürdüğü Haydarpaşa Garı çevresinde arkeolojik kazı da yapılıyor elbette. Bu arkeolojik kazılarda 2 bin yıllık olduğu düşünülen duvar ile üzerinde koku kolyesi olan ve bin yaşında olduğu düşünülen bir iskelet bulunmuş biliyor musunuz? Haber üzerine arkeolojik kazı alanını ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ne demiş?
“Haydarpaşa Kadıköy için, Türkiye için çok önemli bir alan, ülkemizin ortak değeridir. Bu önemli alanı koruyup, kimliğine yakışır bir biçimde gelecek kuşaklara aktarmak gerekiyor.”
Ortaya çıkarılan mezarda bütünlüğü çok fazla bozulmayan ve bin yıllık olduğu düşünülen iskeletin üzerinde bir de koku kolyesi bulunuyormuş...
 
ATASÖZÜ
 
Sabreyle işine, hayır gelsin başına...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.