İnsanı değerli kılan dört şey -1-

A -
A +
Geliştirilip beslendiği takdirde kişisel ve profesyonel olarak herhangi bir insanı çok değerli kılan beş özellik bulunuyor. İlkini ‘Her Yarışı Kazandıran Anahtar’ başlıklı yazımda ‘ideal çalışma’ olarak açıklamıştım, lütfen o yazıyı tekrar okuyun. Bu yazımızda ise insanı hayatta gerçekten değerli kılacak diğer dört özellikten bahsedeceğiz. İnsanlar olarak hepimiz bu özelliklere sahip olanlarla birlikte olmayı, evlilik yapmayı, birlikte çalışmayı tercih ederiz. Çünkü her birimiz değerli olanları bırakmak istemeyiz. Bunlar 1-Dürüst, 2-Yardımsever, 3-Cömert ve 4- Zarif olan insanlar. Bu insanlar dünyanın her yerinde çekicidirler, çünkü çok nadir bulunurlar. Dürüst ve yardımsever olmak 22 karat elmas değerindedir, paha biçilemez, çekicilikleri evrenseldir. Bunların hayatımızın ayrılmaz iki parçası olarak üzerimizde bulunması durumunda dünyanın her tarafında herkesin dikkatini ve hayranlığını çekeceği çok kıymetli iki elması boynumuza, parmağımıza takmış gibi oluruz. Bu iki özellik insanın kalbine öyle işlemeli ki, dürüst ve yardımsever olmak için çaba harcanmasın, doğal olarak her zaman kendini göstersin. Bu iki özelliği hayatımızın çok önemli parçaları hâline getirirsek, dünyada hiçbir paranın satın alamayacağı kazançlar elde ederiz. Öncelikle Allah’ın ve insanların hoşnutluğunu kazanırsınız ve onlarla iyi ilişkiler içinde olursunuz. Doğruluk ilişkilerinizin kalıcı olmasına, herkesin iyiliğine olacak şekilde yardımsever olma ise katma değerinizin artmasına neden olur. Bu iki özelliğin uygulanması ile karşımızdaki insanlarda cesaret ve kendilerine olan öz saygılarında artma gözlenir. Ayrıca size olan sadakatleri artar, size ve diğer insanlara aynı şekilde dürüst ve yardımsever davranmaları konusunda örnek olmuş olursunuz.             Hasan Yıldırımkaya     ŞİİR                     Vatan sevgisi   Hizmet eden yürekler, el üstünde tutulur. El ele tutuşalım, sevelim Türkiye’yi. Emek, bulmazsa değer, elbet yürek burkulur. El ele tutuşalım, sevelim Türkiye'yi.   Metrobüs yollarına, kondu rüzgâr türbini. Medenice görürsün, her türlü işlerini. Misal; ücret yok, kullan sevdiğinle wifi’ni. El ele tutuşalım, sevelim Türkiye'yi.   Hava durumu, deprem riskini öğrenirsin. Karbon ayak izinin ölçüsünü bilirsin. Rüzgâr türbini neymiş, belki ilk kez duyarsın. El ele tutuşalım, sevelim Türkiye'yi.   Muhteşem hizmetler, ülkeye çok yakıştı. Millet; gelecek ile gülerek kucaklaştı; Rabbim diledi, hayır işleriyle uğraştı. El ele tutuşalım, sevelim Türkiye'yi.                                  Rıdvan Üzel          ESKİMEZ KELİMELER   OD: Ateş anlamındaki od kelimesi eski Türkçemizde sık kullanılan kelimelerdendi. Ve Türkçe eklemeli dil olduğundan od kelimesinden birçok kelime hayatımıza girmiş oldu ve hâlen birçoğunu kullanmaktayız… Örneğin ocağını tüttürmek deyimiyle uyumlu olarak “od-a” ve “od-ağ” kelimesinden “otağ”, yine ateş yakmakta kullanılan “odun” kelimesi de hep “od” kökünden türetilmiştir. Ateş kelimesi köken olarak Fars mitolojisinde de, Roma ve Yunan mitolojisinde de önemli bir yere sahipti.  Ünlü şairimiz, Sevgili Peygamberimiz Muhammet Mustafa “sallalahü aleyhi ve sellem” Efendimize yazdığı "Su kasidesi"nde od kelimesini şu mısralarda kullanmıştır: "Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su,Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çare su." Günümüz anlamı: “Ey göz! Gönlümdeki ateşlere gözyaşımdan su saçma. (Ki) bu kadar çok tutuşan ateşlere suyun faydası olmaz.”  
ATASÖZÜ   Şaşkın misafir ev sahibini ağırlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.