Kulağına küpe olsun

A -
A +
“Dünya kimseye kalmaz” sözü çoğunuzun ağzındadır. Herkes bu sözün anlamını biliyor ve neredeyse her zaman bu sözü kullanıyoruz. Ancak bu söze uygun yaşayan pek fazla kişi yok; çünkü insanlar sanki hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalışıyorlar. Ne var ki hepsinin bildiği ama herkesin unutmak istediği bir gerçek var. Bu dünyada parası çok olan değil huzuru yakalamayı bilen mutlu oluyor. Bunun böyle olduğunu dünyaya hükmetmiş hükümdarlar bile dile getirmiştir. Örnek olarak Yavuz Sultan Selim tek kulağına küpe takıyordu bunun nedenini biliyor musunuz?
Bu konu hakkında bir sürü rivayet var ancak bunlardan en yaygın olanı şu: Rivayete göre Yavuz Sultan Selim, ele geçirdiği bir bölgeyi gezerken kulağına küpe takan erkekleri görür ve bunun nedenini merak eder. Yanındakilere sorduğunda şu cevabı alır:
“Efendim onlar köle, onların soylu insanlardan ayırt edebilmek için kulaklarına küpe takarız.”
Bunun üstüne Selim Han “Bana da bir küpe getirin ben de küpe takacağım” der.
Etraftakiler bunun üzerine “olur mu efendim, nasıl böyle bir şey olabilir?” demesinin üzerine Sultan Selim’in cevabı şu olur:
“Benden âlâ köle mi olur ben bu âlemleri yaratan Allah’ın kulu, kölesiyim...”
Elinde bir sürü toprak, emrinde bir sürü asker bulunan bir cihan hükümdarı bile böyle düşünürken, bizim sanki bir garantimiz varmış gibi hiç düşünmeden hareket etmemiz, varımızı yoğumuzu bu dünya için harcamamız ne kadar doğrudur? Bunu siz değerli okurların da düşünmesini isterim. Tabii ki de bu dünyayı göz ardı edemeyiz ancak şunu hayat düsturumuz olarak kabul edebiliriz:
“Hiç ölmeyecek gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış...”
        Ahmet Ekici-Ortaklar Fen Lisesi öğrencisi
 
 
 
 
ŞİİR
 
 
       Vatan bizimdir
 
Ey şanlı Türk kahramanları,
Tarihimizin saygınları,
Birlik oldunuz yendik
Yurttaki düşmanları
 
Sonsuz sevgi kalplerde
Vatan koruyucuları her yerde
Irkçılık yok içimizde
Hepimiz biriz birlikte
 
Anadolu özümüzdür
Vatan hep değerli olacak
Sözümüz sözdür
Bayrağımız hep dalgalanacak
 
       Rümeysa Abdullahoğlu
 
 
 
MERAKLI BİLGİLER
 
Kirlean fotoğrafı nedir? Adını bir Rus mühendis olan Semyon Kirlean ve karısı Valentina’dan alan bir sistem. Bu ikili 1950 yılında bu fotoğraf görüntüsünü elde etmeyi şöyle başardılar.
Eşyaları aydınlatmak için yüksek frekansta alternatif akım kullandılar ve onların resimlerini çektiler. Eğer eşya iyi iletken ise, metaller gibi resim sadece yüzeyi gösteriyordu. Az iletkenlerin resimleri ise optik olarak saydam olmasa bile, eşyanın iç yapısını gösteriyordu. Bu yüksek frekanslı resimlerle ölü ve canlı varlıkları ayırt edebildiklerini de fark ettiler. Canlılar bazı değişiklikler gösterirken cansızlar sabit kalıyordu. Oldukça değişken renk yapılarında varlıkların hayat aktiviteleri de anlaşılıyordu.
Bu tarz fotoğraf çekme usulü Rusya’da yıllardır uygulanıyor olmakla birlikte ardından Amerika, Brezilya, Avusturya, Almanya gibi birçok ülkede diğer bilim adamları da Kirlean fotoğraflarına müracaat ettiler. Gördüler ki, özellikle birini iyileştirmeye yoğunlaşmış kişilerin parmak uçlarından yayılan enerjiyi görmek dahi mümkündü. Yine normalde parmaklardan yayılan enerji mavi ve beyaz ışınlar yayarken, kişinin sinirlendiğinde veya heyecanlandığında parmaklarından yayılan ışının kırmızı ve lekeli hâle dönüştüğünü görüntülediler.
Kirlean fotoğrafçılığı hâlen Rusya’da başka metotlarla teşhis edilemeyen birçok hastalığın teşhisinde kullanılan bir yöntemdir.
 
ATASÖZÜ
 
Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.