Bakış açısını değiştirmek

A -
A +
Bilmiyorum hiç dünyayı değiştirmek istediğiniz oldu mu? Problemleri, acıları, kederleri bir kalemde dünyadan silip atmak istediniz mi?
Acıların yerine sevinci, gözyaşının yerine mutluğu, huzursuzluğun yerine huzuru koymak istediniz mi?
Yerkürede yaşayan tüm canlılara el uzatabilmek mümkün mü?
Koskoca dünyayı düşününce insanı ümitsizliğin ürpertisi kaplıyor. Milyarlarca insan. Milyarlarca problem...
İnsandaki hangi güç ve enerji bu dünyayı değiştirmeye yeter?
Bu çaresizlik duyguları içerisinde kıvranırken dünyayı değiştirmek isteyenler için ilk adımın dünyaya bakış açımızı değiştirmenin daha sağlıklı bir yol olduğunu fark ettim.
Bahsettiğim bakış acısında canlıları topyekûn olarak ele almıyoruz. Her canlıyı kendi özel dünyasında ele alıyoruz.
Herkesin bir dünyası yok mu? Var. Öyleyse o dünyayı değiştiremez miyiz? O dünyayı değiştirince dünyayı değiştirmiş olmuyor muyuz?
Böylece hedefi hem küçülttük hem de daha somut hâle getirdik.
Mesela önce kendi dünyamızdan başlayıp içimizde kime karşı ne sebeple olursa olsun beslediğimiz nefret ve düşmanlıktan kurtulmamız gerekmiyor mu?
Onlara iyilik ve dua temennilerinde bulunarak kendi dünyamızı değiştiremez miyiz?
Sonra bir şekilde size ulaşmış sıkıntılı bir dostunuza uzatabileceğiniz yardım eli o dostunuzun dünyasını değiştirmez mi?
Eşinize bir telefon açıp sadece sesini duymak için aradığınızı söylemeniz;
Yıllardır görüşmediğiniz bir arkadaşınıza ulaşıp hâl hatır sormanız...
Komşunuzla daha candan selamlaşmanız, küçük de olsa hediyeleşmeniz onların dünyasını değiştirmez mi?
Evet, dünyayı değil de dünyaları değiştirmek elimizde.
Bazen bir tebessümle, bazen güzel birkaç sözle bazen de bütçenizi altüst etmeyecek bir parayla dünyaları değiştirmek mümkün.
Kendi dünyamızdan düşmanlık ve nefreti kovabilirsek değiştirebileceğimiz çok dünyalar var çok...
              Rağıp Bayraktar-Ragipbayraktar64@gmail.com
 
 
ŞİİR
 
         Rüyada uyandım
 
2018 ne çok şey öğrettin bana
Sanırım minnettarım sana
 
Hayaller gerçekler gibi yakarmış canı
Yüksekten uçmanın fena oluyormuş çakılması
 
Bu başkası ben değilim istemiyorum olmak da
Rüyada uyandım rüyadan anca
 
Büyüdüm bu yıl bir yaş daha
Kazıdığım dersler var ömrümün kalanına
 
Parçalama kendini kıyma canına
Sana benliğinden etmeyene feda
 
Yorulma! Yol uzun vakit kısa
Uğraşma! Varsın gitsin yoluna
 
Ölüm ne kadar yakın aslında
Anladım buram buram hayatımda
 
Ahh... Ne dağlar varmış dağın arkasında
Her seferinde en baştan çıkılıyor yola...
 
İlim öğrendim lakin bu bambaşka
Hayat ilmek ilmek dokunurmuş dünyada
 
Aslında sonucuymuş isteklerim
Başıma gelenlerin ve geleceklerin
 
Ne çok nimet varmış
Şükrünü bilmediğim
 
Bir de lokma var çiğneyemediğim
Kıymet bilmek ne mühim... 
 
                 Elif Ergün/Nevşehir
 
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
TAHAYYÜL: Günümüz öz Türkçesiyle "imgelemek" olarak bilinen ve düş kurmayı karşılayan hayal ile aynı kökten gelen bir kelimedir. Dilimizde ve edebiyatımızda asırlardan beri kullanılan hâli tahayyüldür. Tahayyül hayale getirmek, hayalde canlandırmak; bir fikri bir konuyu düşünmek demekti. Tahayyül, bir isim olarak "etmek" yardımcı fiiliyle “tahayyül etmek” olarak kullanılır.
 
 
MUHAYYEL: Bu kelime de hayal kurulmuş olan hayal gücüyle canlandırılmış bulunan diğer bir ifadeyle zihinde canlandırılan, hayal edilen, hayal ürünü olan demektir. Yahya Kemal’in Çin Kâsesi şiirinde şöyle geçmektedir:
“…
Görün ey sevdiğim sen
Ki bir Çin kâsesinden

Gülümser bir resimdin
Muhayyel sevgilimdin..."

 
ATASÖZÜ
 
Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.