“Sen de helal et”

A -
A +
Onun hakkında okuduklarımız bizi bir kez daha duygulandırdı:
“Kendisi teğmenlikten albaylığa kadar Türk ordusunda çok güzel hizmetler yapmıştır. Emekliliğinden hemen sonra Türkiye gazetesinde köşe yazarlığına başlamıştır. Günde 2 makale yazdığı olurdu. Bir diğer husus 5 dil bilirdi, bütün dergi ve gazeteleri takip ederdi. Türkiye gazetesinin en kıdemli yazarıydı. Yeri doldurulamaz ve örnek bir insandı. Sadece bir köşe yazarı olarak bakmamak lazım bir mütefekkirdi. İslam dünyasının meseleleriyle çok yakından ilgilenen ve İslam dünyasının meseleleri üzerinde en fazla yazı yazan, kafa yoran, fikir üreten bir insandı. Her zaman iyimserlik içerisindeydi, ne kadar sıkıntılar olursa olsun mutlaka ileride iyi çözümlerle son bulacağını hep telkin ederdi...”
Yıl 1980’in Haziran ayıydı… Üniversite Sınavı için Boyabat’tan İstanbul’a gitmiştik… Biraz edebiyatla ilgili olduğumuzu düşünerek Türkiye gazetesini ziyaret etmiştik beş arkadaş… (Yanlış hatırlamıyorsam R. Ulusoy, M. Erkal, R. Erdemir…)
Cağaloğlu’nda bir apartmanın 2. katında bir odaya götürdüler… Basit 2 masa vardı… Yerde bir seccadede tespih çeken bir kişi… Bizi gördüğünde ayağa kalktı, o güler yüzüyle karşıladı… Hâl hatır sordu… Bu, o zamanlar gazetede günde iki köşe yazısı (Birisi iç politika, diğeri dış politika) bulunan Mustafa Necati Özfatura’ydı… Diğer masa da rahmetli Dr. Yalçın Özer’indi…
Dua etti bizim için… Hepimiz üniversiteyi kazanmıştık o yıl… İşte o zarif, muhterem; ağzı dualı, iç ve dış politikada mükemmel analizleri ve öngörüleri olan Mustafa Necati Abi'yi kaybettik…
Mekânın cennet olsun. Allahü teâlâ size rahmetiyle muamele etsin. Ben, varsa hakkımı helal ettim… Sen de helal et…
            Mustafa Kurt
 
 
 
ŞİİR
 
 
 
  Mustafa Necati Özfatura Abi
 
Muradı Türk İslam, sevdası vatan.
Usanmak bilmeyen koca bir ömür.
Susmasın ezanlar diye çırpınan.
Türk’e ışık tutan koca bir ömür.
 
Ayyıldız sürsün ki zevki semada.
Feryat figan dinsin yalan dünyada.
ALLAH ALLAH diyen bir itikada.
Niyetiyle halis koca bir ömür.
 
Ehl-i sünnet yolu kutlu bir gemi.
Cennet yüklü onda bırakma e mi?
ALLAH için yazan nurlu kalemi.
Tükenmez mürekkep koca bir ömür.
 
İçin için yanan İslamın közü.
Örnek olsun bize hakikat sözü.
Zulme karşı duran o nurlu yüzü.
Fitnesiz yasayan koca bir ömür.
 
Ağırdı, yerinde tespit yapardı.
Tek tek doğruları bulup yazardı.
Uşaklık yapana fena kızardı.
Riyadan hoşlanmaz koca bir ömür.
 
Âlimin ölümü âlemin sonu,
ALLAH'ım rahmetle karşıla onu.
Beraber haşereyle Ahmet kulunu.
İslam’a adanmış koca bir ömür...
 
   Ahmet Yüzüak/Özvatan-Kayseri
 
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
 
İSLÂMIN ŞARTLARI: İslâm dinine girmiş olanlara, yani Müslümanlara farz olan, muhakkak yapılması gereken beş esas vazife vardır:
1- İslam’ın şartlarından birincisi (Kelime-i şehadet) getirmektir. Kelime-i şehadet getirmek demek: (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh) söylemektir. Yani âkıl ve baliğ olan ve konuşabilen kimsenin, “(Yerde ve gökte, Allahtan başka, ibadet edilmeye hakkı olan ve tapılmaya lâyık olan hiçbir şey ve hiçbir kimse yoktur. Hakiki mabut ancak, Allahü teâlâdır). O, vâcib-ül-vücûddür. Her üstünlük ondadır. Onda hiçbir kusur yoktur. Onun ismi Allah'tır” demesi ve buna kalb ile kesin olarak inanmasıdır. Ve yine, o gül renkli, beyaz kırmızı, parlak, sevimli yüzlü ve karakaşlı ve kara gözlü, mübarek alnı açık, güzel huylu, gölgesi yere düşmez ve tatlı sözlü, Arabistan’da Mekke’de doğduğu için Arap denilen, Hâşimî evlâdından (Abdullah’ın oğlu Muhammed aleyhisselâm, Allahü teâlânın kulu ve resulüdür, yani Peygamberidir). Veheb’in kızı olan hazret-i Âmine’nin oğludur.
 
ATASÖZÜ
 
Kara (kötü) haber tez duyulur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.