Çocuk kalmak...

A -
A +
ATASÖZÜ
 
Bilmediklerimi ayağımın altına koysam, başım göğe değer...
 
 
 
Ben çocuktum. Bahçeli evimiz, hayvanlarımız ve yoksulluğumuz vardı. Klasik olacak ama çok mutluyduk. Kıyafetlerimiz, dolaplar dolusu değildi. Burun kıvırabileceğimiz yiyeceklerimiz yoktu. Tandırda ekmeği yapan anamız, çalıştığı için yüzünü göremediğimiz babamız... Ona onu sevdiğimi söyleyemesem de boynuna sarılamasam da helal rızık peşinde koşan babam vardı...
Küçüktüm. Ama kalbim hep kocamandı. Merhametli çocuklardık. Otların arasında bulduğumuz uğur böcekleriyle uğraşır, zarar gelmesin diye uçururduk. Kuyruğu kopmuş kertenkele gördüğümüzde ise nasıl üzülürdük. O an kuyruğunu bulsam da yapıştırsam derdim...
Masumduk. Acılarımız aynıydı. Benim ayakkabım yoktu. Ablamın elbisesi. Ekmeğe sürme çikolatamız yoktu belki ama huzurla içtiğimiz tarhana çorbamız vardı. Kanayan yerler aynıydı. Dizlerimiz ve ellerimiz. Yaralar aynıydı...
Sonra büyüdük hep beraber. Acılar değişti. Kanayan yerler değişti. Etrafa bakmaya başladık. Çorbalar ayakkabılar aynıydı belki ama huzur algımız değişti. Kıyıya vurmaya başladı bebekler. Bombalar patlamaya, yeni doğan bebekler çöpe atılmaya başladı. Ama kimse dönüp bakmadı. İnsanlar botlarda ölmeye, dünyanın çiçeği çocuklar sınır kapılarında heba olmaya başladı. Biz aynı yere bakıyor ama aynı şeyi görmüyorduk. Ama hepimiz bir tek böceğin kanatlarına dokunmaya kıyamazdık. Hepimizin yaraları aynı yerden kanadı. Unuttuk. Hepimizin bir kalbi vardı. Ne oldu diye sorduğumda hiç cevap alamadım ben...
Ne olurdu hep çocuk kalsaydık, annemizin dizinin dibinde? Dizlerimiz kanasaydı sadece. Elimden bir şey gelmiyor kâğıt ve kalemden başka. Ruhum kanıyor her gün. Bombalardan zehri soluya soluya ölen çocuklarla beraber benim kalbim ölüyor...
            Hatice Orhan Kaya/Nevşehir
 
 
 
ŞİİR
 
                 Gençlik
 
Anlattı erenler: Bir bahar değil,
Âşığın ömründe bin bahar varmış.
Hicranla ağaran bu saçlar değil,
Sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış…
 
Sorardım sırrını hiç düşünmeden:
Bu fani gönlümün sevinci neden?
Beni günden güne meğer genç eden
Daima değişen maceralarmış!
 
Gönlümde kovalar eskiden beri
Sarışın kumralı, kumral esmeri,
Dolmadan boşalmaz birinin yeri.
Gönlümde anladım, her dem baharmış.
 
                        Faruk Nafiz Çamlıbel
 
 
 
FAYDALI BİLGİLER
 
NAMÂZIN FARZLARI: Namazın Dışındaki Farzlar (Şartları): 1- Hadesden taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp olanın da gusül etmesidir. 2- Necâsetten taharet: Namaz kılanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, kaba ve hafif necasetten yani dinimizde necis (pis) sayılan şeylerden temizlemektir. (Meselâ; kan, idrar, alkol gibi maddeler, dinimizde pis sayılmaktadır). 3- Setr-i avret: Avret yerini örtmek demektir. Avret yerini örtmek, Allahü teâlânın emridir. Mükellef olan, yani âkıl ve bâlig olan insanın, namaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine (avret mahalli) denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir. 4- İstikbâl-i kıble: Namaz kılarken kıbleye dönmektir. Müslümanların kıblesi, Mekke-i Mükerreme şehrinde bulunan Kâbe'nin arsasıdır. Yani yerden Arş'a kadar o boşluk kıbledir. 5- Vakit: Namazı, vaktinde kılmaktır. Yani namazın vaktinin girdiğini bilmek ve kıldığı namazın vaktini kalbinden geçirmektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.