Çanakkale, Çanakkale -2-

Bir hadis-i şerifte "Uhud’da şehit olan kardeşlerinizin ruhları yeşil kuşların karnındadır. Onlar cennetin ırmaklarından su içerler, meyvelerinden yerler ve Arş’ın gölgesinde istirahat ederler. Orada yaşanan hayatın güzelliklerini tadınca, (Allah’ın bize neler verdiğini kardeşlerimiz bilselerdi de cihattan çekinmeselerdi) dediler. Allah da, ben onlara, sizin halinizi bildiririm buyurdu." (Müslim) buyrulmaktadır. İşte Çanakkale bu imanın zaferidir.

H. 1330’da başlayan Çanakkale Savaşı’na, 1315 doğumlu 15 yaşındaki çocuklar da askere alınmış; yüreklerin dayanamayacağı manzaralar yaşanmıştır. Ayrıca genç kızlarımız da erkek kılığına girerek keskin nişancı olarak düşmana önemli kayıplar verdirmişlerdir. Ne gariptir ki 665 sene evvel tam da buradan Avrupa kıtasına ayak basan ecdadımız, aynı yerden sürülmek istenmiştir. 1354 senesinde Süleyman Paşa’nın kırk yiğitle sallarla fethine başladığı toprakları 253 bin yiğit  şehadet şerbeti içerek koruyabilmiştir.

Tarih milletlerin hafızasıdır. Tarihini bilmeyen milletler hafızasını kaybetmiş  insanlara benzer. Çanakkale Savaşı, tarihin en büyük savaşlarından ve aynı zamanda da Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biridir. Ancak bu savaş aynı zamanda birçok dersler çıkarmamız gereken olaylarla doludur. Tarihi doğru öğrenip ders çıkarmazsak tekerrür kaçınılmaz olur. Mesela bir darbe ile yönetime gelen cuntacıların, millet meclisinin ve devlet başkanının (Padişahın) bile haberi olmadan ülkeyi savaşa sokması, Kafkas ve Çanakkale cepheleri dâhil ordu komutanlarının Alman olması ve bu komutanların ihanete varan kararları gibi bilgiler, çocuklarımıza çok iyi anlatılmalıdır...

Allahü teâlâ şehitlerimize rahmet eylesin. Bizlere de  bıraktıkları mukaddes emanete sahip çıkıp yüzümüz ak olarak Cennet-i âlâda o aslanlarla buluşmayı nasip eylesin. Âmin...

 

 

 

 

Marmara Trakya Türküleri var

Batı Karadeniz Türküleri var

Ege Akdeniz’in Türküleri var

Cennet vatanımın türküleri var

 

Her birinin ayrı hikâyesi var

Ormancısı var Fadimeleri var

Mihriban'ı var Haticeleri var

Cennet vatanımın türküleri var

 

Anadolu kokan türkülerimiz

Kalplere kazınan türkülerimiz

Dillerden düşmeyen türkülerimiz

Bizi biz yapan türkülerimiz var

 

 

 

 

 

KOCA SEYİT ONBAŞI: Çanakkale savaşları sırasında ağırlığı 276 kg olan top mermisini namluya süren mekanizma arızalanınca büyük bir gayretle sırtına alıp taşımasıyla ünlenen ve tarihe geçen Koca Seyit 1889 yılında Havran ilçesinin Çamlık (eski adı Manastır’dır) köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Cuburoğulları ailesinden Abdurrahman, annesi ise aynı köyden Emine Kadın’dır. Aynı köyden Şakir kızı Emine ile evlenerek beş çocuğu dünyaya gelmiştir. Cumhuriyet döneminde “Çabuk” soyadını aldı. Koca Seyit askerlik çağına gelince pek çok emsaliyle birlikte topçu neferi olarak, Çanakkale’de bulunan Mecidiye Tabyasında görev alır.

Düşman donanmasının 18 Mart 1915 tarihinde başlattığı deniz harekâtında, o topa sırtında taşıyıp yerleştirdiği mermi ile şavaşın seyrini değiştiren olaylardan birisini gerçekleştirir...

Harbin sona ermesiyle memleketine dönen Seyit Onbaşı, bundan sonraki günlerini köyünde geçirmiştir. Odun kömürü yaparak Havran’a pazara götürür, geçimini öyle temin edermiş. Daha sonraki yıllarda Havran’da Hacı Osmanoğulları’nın zeytinyağı fabrikasında hamallık yapmıştır. 1939 yılında zatürreye yakalanmış ve aralık ayında köyünde vefat etmiştir. Allahü teala mekânını cennet eylesin...