İslam hukuku üzerine...

A -
A +

ATASÖZÜ

 
Açlık ile tokluğun arası yarım yufka...
 
 
 
Neredeyse her kanunumuzun kaynağı Batı kanunları oluyor. Bir kanun hazırlanacaksa ilk göz dikilen, akla gelen, düşünülen, bakılan Batı kanunları. Kimsenin İslam Hukuku’nu da kaynak olarak kullanmayı düşündüğü, onu da merak ettiği, onun “şu meseledeki hükümleri nedir?” dediği maalesef yok.
Hâlbuki İslam Hukuku bizim tarihimizle varoluşumuzun önemli bir rüknü. Geleneklerimiz, örfümüz, dünyaya, insanlar arası ilişkilere vs. bakma formülümüz.
Biz kendimizi bulma azmindeyiz. Kaybettiğimiz 'ben'i arıyoruz. Veya aramalıyız. Çünkü şu an savruğuz. Temelden yoksunuz. Tam manasıyla yönümüzü döndüğümüz bir medeniyetimiz yok. İkilemlerde bocalıyoruz. Değerler keşmekeşi yaşıyoruz. Kendimizi kaybetmişiz. Medeniyetimizi ancak kendi temellerimiz üzerinde inşa edebileceğimizi bilmiyoruz. Köklerimizden; bizde bir zamanlar ruh, kuvvet ve galebeye sebep olan kaynaklardan çok fazla uzaklaşmışız.
Hazin bir durumdur kendinden bu denli uzaklaşmış olmak, kendi değerlerine bu denli düşman, yabancı ve cahil olmak. Ve bu nihayetsiz bir hiçliğe de götürür. Ayrıca kendinden bu denli uzaklaşmış olan, asla bir kıyama kalkışamaz. Bir “ba’sü ba’del mevt” yaşayamaz. Özlediği kudret ve varlığa eremez.
"İslam Hukuku’na da bakalım" denilse bir kesimin “vaveylayı koparacağı” ve “gericilik hortladı, irtica başkaldırdı” gibi mantıkla alakasız cümleler bağırmaya başlayacağı kesindir.
Ama bu tavır şablonculuktur, faydasızdır. Ancak cehaletin sonucudur.
İslam Hukuku gerçekçidir. İslam Hukuku düşsel bir masal inşa etmeye kalkışmaz. Hayata en uygun ve olabilecek motifi vermeye çabalar. İslam Hukuku hayatla beraber yol alır. Hayatı ona hiç uymaz bir kalıba zorlamaz. İslam Hukuku varılamayacak hedefler uğruna kaş-göz yarmaz, baş kırmaz, olanı ifsat edip bozmaz. İslam Hukuku boş ve neticesiz olacak bir isyandan değil kâinat ile güzel bir ahengin sonucu oluştuğundan huzura da götürür.
Peki bugün hukukumuzda İslam Hukuku'nda beliren bu niteliklere ihtiyacımız olmadığını kim söyleyebilir?
               Resul Davutoğlu
 
 
 
ŞİİR
 
            Cennet
 
Yolun kaplı uçurumlarla.
Binbir başlı ejderhalarla.
Gözlerden gitmez uykularla.
Kavuşur muyuz sana Cennet?
 
Ecir kayıp derin sularda.
Sabır düşmüş, kör kuyularda.
Pişmanlıklar her an yakar da,
Kavuşur muyuz sana Cennet?
 
Tutunup aşkla o Server'e.
Sancağın altında devlete.
Sıratı geçip, saadetle.
Kavuşur muyuz sana Cennet?
 
Akıtıp günahları kiri.
Olsak bir pak-i nur eseri.
İçmeye Bade-i Kevser' i.
Kavuşur muyuz sana Cennet?
 
                   Zuhal A. Güzel
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
Burun tıkanıklığı ve alerji
 
Burun tıkanıklığının en önemli etkenlerinden birisi gizli alerjik bünye olmaktır. Burun tıkanıklığı bünyedeki gizli alerjiye de işaret eder. Burundaki bazı konka eğriliği bu sebeple oluşabilir. Burnun bir tarafı tıkalı olduğu zaman bir taraftan alınan hava nazal duvarı yıllar içinde hava alınamayan tarafa doğru iter; tıpkı bir ağacın rüzgâr ala ala yana eğilmesi gibi…  Yani burun içindeki kimi konka eğriliğinin meydana gelmesinde düşme çarpma vb. gibi etki aransa da yıllar içinde oluşan bu tür basıncın etkisi de olabilmektedir. Nazal dediğimiz burun duvarında bir tarafa eğrilik gördüğümüzde “burunda deviasyon var” diyoruz, bazen ameliyata kadar yöneliyoruz ama o nazal duvarın o hâle gelmesinin gizli alerjik olup olmadığını genelde pek irdelemiyoruz. Burunun açık olması ise çok önemlidir. Burnu bir hava filtresi gibi düşündüğümüzde aslında birçok konu kendiliğinden aydınlanmaktadır. Örnek: Çiftçi harman vakti tarlada harman ediyor. Harman vaktinin tozu toprağı, traktörün hava filtresini etkiliyor. Traktör çok güçlü olmasına rağmen arkasındaki pulluğu çekemiyor, makinenin gücü düşüyor. Onu bilen köylü hemen gidip traktörün hava filtresini temizlediğinde traktörün gücü hemen eski hâline geliyor. Biz de hastalarımızdan aynen bu şekilde tedavi sonrası burnu açıldığında “şimdi iyi koku almaya başladım”, “beynime kan gelmeye başladığını hissediyorum”, “ciğerlerime hava gelmeye başladı” diye geribildirim alıyoruz. Burun açıklığı sağlıkta bu derece önemlidir. [Dr. İsmail Maraş]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.