Bir garip ölmüş diyeler -2-

A -
A +
"Bir garip öldü diyeler" dizesinde insanın fâni bir varlık olduğu anlatılmak istenmiştir. Beşikten mezara kadarki süreçte, insanın doğarken de ölürken de yalnız olduğu ve garip bir şekilde son nefesini vereceği belirtilmiştir. Ayrıca, Yunus Emre, bu dizelerde kendisini yani kendi garipliğini anlatmıştır. Kendisinin de bir gün öleceğini, garip ve boynu bükük bir hâlle Allahü teâlânın huzuruna çıkacağı hakikatini dile getirmiştir.
"Üç gün sonra duyalar" dizesinde ölümün aslında sadece öleni ilgilendirdiğini, başkalarının ölen birinin haberini bile günler sonra duyacağını dile getirmiştir. Yunus Emre, bu dizede de kendisini görmüş ve anlatmıştır. Ölüm anını ve öldükten sonraki olacak hadiseleri anlatmıştır. Kendisinin ölüm haberini, başkalarının belki de günler, haftalar, aylar, yıllar sonra duyacağını hatta belki de hiçbir zaman duymayacaklarını dile getirmiştir.
"Soğuk su ile yuyalar" dizesinde insanın hayattayken bedenine ve nefsine verdiği önemin öldükten sonra bir fayda vermeyeceğini, özenle baktığı bedeninin bir gün soğuk sular ile yıkanacağını anlatmak istemiştir. İnsanın ölümden hiçbir zaman kaçamayacağını, tatmış olduğu bütün dünya zevklerinin ardından eninde sonunda teneşire (ölünün yıkandığı taş) yatırılıp soğuk suyla yıkanacağı hakikatini açık bir dille anlatmıştır.
"Şöyle garip bencileyin" dizesinde ise kendisinden daha garip ve zavallısının olmadığını, kendisinin garipliğiyle dünyadan göçeceğini dile getirmiştir. Garip, kimsesiz, boynu bükük bir şekilde dünyaya gelen Yunus’un yine garip, kimsesiz ve boynu bükük bir şekilde dünyadan gideceğini çok güzel bir şekilde anlatmıştır...
Sonuç olarak şerh etmeye çalıştığımız bu dörtlükte Yunus Emre, insanın fâniliğini, garipliğini ve acizliğini ifade etmeye çalışmıştır. İnsanın ölümlü olduğunu ve sonunda yine Allahü teâlâya döneceği hakikatini dile getirmiştir. Bizler de bu hakikatten ibretler alıp kıssadan hisse babında hissemize düşünleri almalıyız.”
           Adil Kaan Söylemez
 
 
ŞİİR
 
                     Ölüm
 
Defin düğün doğumlar, süreklidir görürsün.
Doğanlara sevinir, ölene üzülürsün.
Dünkü yaşayanlardan, birkaçı yok bak bugün?
Bitmeyen bir misafir, gibidir sanki ölüm!
 
Yemez içmez uyumaz, sözden anlamaz gülüm.
Çarenin 'ç'si yoktur, tükenmiş ise ömrün!
Dünkü hayatta olan, toprak altında bugün.
Davetsiz misafirin, ilkle sondur gördüğün!
 
Ona göre hazırlan, bunları iyi düşün?
İzin almadan gelir, kapanır iki gözün!
Dünkü hayatta olan, toprak altında bugün,
Bitmeyen bir misafir, gibidir sanki ölüm!
 
Şehadetle gidersen, tebessüm eder yüzün.
Aksi hâlde kararır, tuhaf olur görüntün!
Dünkü bizimle olan, toprak altında bugün!
Bitmeyen bir misafir, gibidir sanki ölüm.
 
Şahin, anlamak çok zor, olmayacak dönüşün!
Mümine müminata, âdeta bayram düğün.
Dünkü yaşayanlardan, kimler mezarda bugün?
Tükenmeyen misafir, gibidir sanki ölüm!
                            Ali Şahin-Balıkesir
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
BALIKESİR: Marmara ve Ege denizi sahilinde bulunan, turizm bakımından gelişmiş, Türkiye'nin önemli illerinden biridir. Kaplıcaları, yer altı ve yer yer üstü suları bakımından zengin, üçte biri ormanlık alan olup Türkiye'nin zeytin ambarıdır. Marmara Denizi, Bursa, Kütahya, Manisa, İzmir, Ege Denizi ve Çanakkale arasında yer almaktadır. Trafik kod numarası 10'dur. Erdek ve Bandırma, Kapıdağ Yarımadasının meydana getirdiği körfez ve limanlarıdır. Batıda ise Edremit Körfezi vardır. Avşa, Marmara, Güvercin ve Ekinlik, Paşalimanı, Maden adaları Balıkesir'e dâhildir. Selçuk Türkleri şehre "Balak" derlerdi. Balıkesir'i fetheden Selçuklular şehir ortasındaki hisara izafeten (bağlayıp) "Balak Hisar" (Hisar Şehri) ismini vermişlerdir. Bu isim zamanla halk arasında (Balıkhisar) sonra da "Balıkesir" hâline gelmiştir.
Zayıf bir söylentiye göre de göre de "Balı çok bol" anlamında (Balı Kesir) kelimesinden gelmektedir. Ama Balıkesir şehrinin gerçek anlamda Selçuklu devrinde kurulduğu kesindir. Balıkesir, akarsular bakımından zengindir. Fakat bunlar küçük olup, büyük nehirler yoktur. Manyas Gölü Türkiye'nin altıncı büyük gölüdür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.