Gerçeği kabullenmek

A -
A +
İnsan çoğu zaman her şeyin farkındadır aslında. Ama görmek istemez yüz yüze gelene dek. İçten içe hissetmeye başladığı an, kapatır gözlerini gerçeğe. Ve hiçbir karanlık görmek istemeyen bir insanın gözleri kadar değildir. Hiçbir gece örtmez gerçeği bu kadar. Ne zaman tüm çıplaklığıyla dikilir karşımıza, ancak o zaman kabulleniriz. İçten içe bildiğimiz ama kaçtığımız o gerçekle. Tüm acısıyla bakar gözlerimize. O yüzdendir ki; gözlerden okunur insanın yorgunluğu. Acı en çok gözleri mesken tutar. O kadar sıcaktır ki o acı; gözden çıkan her damla 40 derecedir. Bir de madalyonun öbür yüzü vardır tabii, her şey bitti dediğin anda başlar aslında. Galiba bunu en iyi tırtıllar bilir. Hani diyor ya, Türkiye'de özellikle Martı kitabıyla ünlü Amerikalı yazar Richard Bach: “Tırtılın yolun sonu dediği yere usta kelebek der' diye. Gerçekle yüzleşmekte öyledir.
“Sussan gönül razı değil, söylesen çare olmuyor” gerçekler bazen yüreklere kan olup damlıyor. Bugün bizdeki gençlik âdeta kökünden kopartılmış bir nesil görünümünde yetişmiyor mu? 
Örgün veya yaygın bütün eğitim sistemlerimize rağmen, medyamıza ve diğer sosyal paylaşım sitelerimize rağmen neden tarihini, kültürünü, dilini, dinini gelenek ve göreneğini bilmeyen bilmek de istemeyen bir nesil yetişiyor?
Bilmediği gibi bir şekilde duyup öğrendiğinde de ilgisiz kalan; daha acısı -şimdilik hepsi olmasa da tek tük- geçmişinden kültüründen inancından nefret eden bir nesil yetişiyor?
Evet, gerçekle yüzleşmek ve onu kabullenmek oldukça sancılıdır. Ancak yolun sonu yeni bir yolun başlangıcı olabilir. Öyle umuyorum yani. Yolun sonu dediği çok yer oluyor insansın, bu son dediği. Buradan ötesi olmaz dediği ancak bakınca anlıyor ki bir yolun sonu dediği ortası bile değilmiş hayatın. Yüzüne çarpa çarpa geçiyor yıllar. Dün yandığına bu gün gülebiliyor insanlar. Gerçekler her seferinde farklı bir siluete bürünüyor ve her seferinde yeniden tanışıyoruz. O yüzden alışamıyoruz galiba o yüzden bu kadar yabancıyız ve korkuyoruz gerçeklerden. İstediğimiz kadar kaçalım ama bir zaman gelir bulur bizi.
Büşra Şiraz
 
 
ŞİİR
 
Özelsin engelinle
 
Dünya engel
Yaşamak hayat engel
Engelli doğmak
Engelli olmak
Senin isteğin değil
 
Sen şimdi iyi
Yarın belki de kötü
Belki engelli
Ama özürlü değil
 
Evet, bazen çok acır için
Bazen de ben engelliyim
Diye bağırmak istersin
Engelli olmak seni özel yapar
 
Engelli insanlar üzülürler engellerine
Kendilerini kötü görürler
Onlar özürlü kusurlu kötü yarım değil
Sadece engelli
Zehra Halisdemir
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
Harika ilaç, sarımsak
Sarımsak nelere iyi geliyor? Bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Kanser yapıcı maddeleri vücuttan uzaklaştırıyor. Kalp ve damar hastalıklarını önlüyor. Çok iyi bir tabii antibiyotiktir.
Mikrop öldürücüdür. Nezle ve bronşitte etkilidir. Damar sertliğinde zararlı kolesterolü düşürüyor, faydalı kolesterolü yükseltiyor. Hücrelerin tamirini kolaylaştırıyor. Böbrek mesane taşını önlüyor. Hazmı kolaylaştırıyor. Kurşun zehirlenmelerine iyi geliyor. Hâlsizlik, bitkinlik, yorgunluk için idealdir. Saç dökülmesini önler. Yılan zehirlenmelerine iyi gelir. Piknikte ve çadırda sarımsak bulundurulursa zararlı hayvanları ve haşaratı kaçırır. Krampları önler.
Yüksek tansiyonda faydalıdır. Gut, nefes darlığı, sivilce ve şeker hastalığına çeşitli yönlerden olumlu tesir eder. Müzmin enfeksiyon hastaları (Örnek: Orta kulak iltihabı, göz iltihapları) düzenli sarımsak yediğinde çok fayda görür. Vücudun genç ve dinç kalmasını sağlar. Sarımsaklı yemekler daha geç bozulur. Sarımsak koruyucudur. Dr. İsmail Maraş
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.