Ailede baba olmak -2-

Her ne kadar günümüz çağdaş sosyolog ve psikologları "aile içi demokrasi" gibi sözlerden bahsetseler de insanın yapısı gereği çocuklar evde sözü dinlenen, her şeyi çekip çeviren, kendisine güven duyulan bir baba aramaktadır.

Arzu edilen baba astığım astık kestiğim kestik bir baba tipi değildir. Gerektiğinde kararlılığını gösteren, gerektiğinde çocuklarına kol kanat geren, gerektiğinde çocuğunun ve eşinin hakkını korumasını bilen etkili ve güvenilir bir babadır.

Böyle bir baba çocuğunu kötü arkadaşlardan korur. Çocuğunun ev dışındaki hayatıyla ilgilenir. Arkadaşlarının kim olduklarını bilir. Çocuğuna kötü arkadaş olabilecek kimseleri kollar ve bunları çocuğundan uzaklaştırır veya çocuğunu bunlardan uzaklaştırır. Çocuğunun isteklerini gereği kadar yerine getirir. Aşırı isteklerine de otoriter bir şekilde "hayır" diyerek onu frenler...

Yapılan istatistikler göstermiştir ki ailede baba olmadığında veya ideal bir baba olmadığında çocuklar çocukluğunu yaşayamadan büyümektedir. Fakir ve yoksul büyümektedir. Çocukları istismar eden kötü niyetli insanların hedefinde olarak büyümektedir. Çünkü sahipsiz büyümektedir. Anne çocuğuna temiz olmayı, tutumlu olmayı vb. öğretebilir ama çocuğuna "erkek" davranışlara sahip olmayı ancak ideal bir baba öğretebilir.

Gelecek nesillerin daha iyiye gitmesi için... 

Anne ve baba olan eşler birinci önceliklerini çocuklarının geleceklerini hazırlamaya göre planlamalıdır. Kendisinin büyümesine yetiştirilmesine kendi anne babası önayak olmuştur. İstenilen seviyededir veya değildir ama o artık geride kalan bir hayattır. Bundan sonra artık kendisi anne veya baba olmuştur. Dolayısıyla çocukluğunda arzu edip de kavuşamadığı duygu ve düşüncelere kendi imkânlarıyla kavuşmaya çalışması eğer kendi çocuğunu ikinci dereceye itecek bir sebepse kendi için beslediği duygu ve düşüncelerinden vazgeçmek zorundadır.

Aksi takdirde kendisi tam ve ideal bir çocuk olarak yetişemediği gibi kendi çocuğunu da tam ve ideal olarak yetiştiremeyecektir. Bu, hayatın acımasız bir kuralıdır...

 

 

 

 

 

 

 

 

Canım babam! Ben seni dağ bilirim

Bir çınarsın gölgende dincelirim

Mutluluksun. Seninle şenlenirim

Kutlu olsun senin “Babalar Günün”

 

Dilerim ki, sen hep mutlu olasın

Yaşlanmayıp daima genç kalasın

Nice mutlu seneler kutlayasın

Kutlu olsun senin “Babalar Günün”

 

Dönüp bu dünyaya bir kez baksana

Bak ne kadar değerlisin, insana

Mukaddes insansın. Can kurban sana

Kutlu olsun senin “Babalar Günün”

 

Sen benim yüreğim, sen benim canım.

Sensiz var olamaz benim bir anım

Güzel babam nur yüzüne kurbanım

Kutlu olsun senin “Babalar Günün”

 

Mütaliboğlu bir gün yaşlanacak

Yine sana ihtiyacı olacak

Baba deyip kucağına koşacak

Kutlu olsun senin “Babalar Günün”

 

 

 

 

MET ve CEZİR: Günümüzde "gelgit" olarak güncellenen metcezir olayı, deniz suyunun, Ay ve Güneş'in çekim kuvvetlerinin sonucu olarak yaptığı periyodik harekete denilmektedir. Met ve cezir, genellikle sahillerde alçalan ve yüksek deniz seviyesi olarak belirir. Met ve cezir hareketi, özellikle deniz taşımacılığına yardımcı olmak amacıyla belirlenir. Ayrıca deniz kirlenmesi, liman bakımı ve kuvvet santrallerine yardımcı olmak için de bu bilgilerden faydalanılır. Eğer Dünya Ay'sız olsaydı, met ve cezir, sâdece güneşin etkisiyle ortaya çıkardı ve belirlenmesi oldukça kolay olurdu. Met yüksekliğindeki değişme de oldukça azdır ve bu Güneş'in uzaklığında olan değişmeyle ilgilidir. Met ve cezir, esas olarak Ay'ın çekim kuvvetinden ortaya çıkar ve "Ay günü" olan 24 saat 50 dakikalık bir periyodu takip eder. Met yaklaşık olarak 12 saat 25 dakika ara ile görülür. Ancak dünyanın bazı yerlerinde, mesela Avustralya’nın güney kıyılarında, Güneş'in etkisi daha fazladır. Günümüzde metcezirden faydalanılarak elektrik enerjisi sağlayan barajlar da yapılmıştır. Bu olaydan geniş olarak istifade etmenin çareleri bilim adamları tarafından sürekli araştırılmaktadır.