İyi günde kötü günde -1-

A -
A +
Allah yaratandır. Eceli de yaratmıştır. Yani her şeyin ölüm saati Allah katında sonsuz ilmiyle bilinmektedir. Canlı-cansız, görünür-görünmez, her şeyin bir sonunun olduğunu hatta kendi kurduğu sistemini bile sonlandıracağını bize bildirmektedir. Onun için insan ve canlılar zavallıdır. Zavallı zeval kelimesinden sonlu olan sonu olan demektir. Lakin bu sonun bir yok oluş olmadığını bizim bilmeyeceğimiz anlayamayacağımız bir şekilde ahiret dediğimiz âlemde varlığımızın devam edeceğini de bildirmektedir. Bu bilgiye inanmak imanın şartlarındandır.
Ölüm öncesi ve ölüm sonrası diye yaşadığımız ve yaşayacağımız iki ayrı hayatın ölüm öncesi olanında hakkın veya batılın tarafı olma hususunda imtihandan mükellef tutulacağımızı, ölüm sonrası olanında ise mükellef tutulduğumuz imtihanın sonuçlarının tahakkuk edeceği bir hayatı yaşayacağımız bildirilmiştir.
Bu bağlamda tabiri caizse bu dünyada ne ekmişsek ahirette onu biçeceğiz. Başka bir deyişle hiçbir zorlama olmaksızın irademizle seçeceğimiz tercihlerden ya hakkın, ya da batılın neticesi olan cenneti veya cehennemi ahirette yurt edineceğiz. Âdem aleyhisselâmdan kıyamete kadar yaşanacak olan hak ile batıl mücadelesi; şu anki zaman dilimi içerisinde de devam etmektedir. Ancak maalesef bâtılın hüküm sürdüğü bu günün dünyasında Kur'ân'ı kerimin düşmanı beşerî nizamların yakıtı kapitalizm, veba hastalığı gibi dünyayı etkisi altına almış, nefisleri hayvanileştirmiş, insanı insanın kurdu yapmıştır. Kin, nefret, bencillik duygularını beslemiş, fıtratı bozarak insanı tüketim canavarı hâline dönüştürmüş ve bu sayede dünyayı kendileri açısından daha kolay yönetilebilir ve sömürülebilir hâle getirmiştir.
Reklam denilerek yapılan metinlerde televizyonlarda eski çoraplarınızı atın, kullan at, kirlenmek güzeldir gibi söylemler hep tüketim çılgınlığını körüklemekteydi. Bugün bunlar da demode olmuş durumda olup insanlar yeni çıkan ürünleri almak ve onunla çevresinde kabul görmek üzere formatlanmış hâle getirildi. Eski telefonu eski tip otomobili, eski marka kıyafeti olanlar, söz konusu ürünleri fonksiyonlarını kaybetmese de değiştirmek ve hayatını güncellemek zorunda hisseder hâle getirildi...
         Güngör Ulusoy/İzmir
 
 
 
ŞİİR
 
              Çay&Muhabbet
 
Ben başlı başına bir semaverim.
Ben çayın lezzetiyim, sohbeti muhabbetiyim...
Onsuz olmaz...
O azizdir...
O baş tacıdır...
O gönül mülkünün sultanıdır...
O, mecnûna gidemeyen Leyla'dır...
O ki onsuz sohbet aysız gökyüzü gibi...
O ve Onsuzluk... Ölüm gibi...
Ve O bahtiyarlığın bizzat kendisi...
Aşktır... Yok ötesi...
O var... Ben varım...
O bitti, Ben yok oldum...
O...Onunla başladım Onunla bittim...
Duman duman yudum yudum...
O ateşimin koru, külümün közü...
O rengini gözyaşımdan aldı...
O, içime aktı içimi yaktı...
Yaktı değil,
Beraber yandık...
          Yazan/Nazenîn
 
 
 
ESKİMEZ KELİMELER
 
MU’TASIM: Arapça bir kelime olup erkek ismi olarak da kullanılmıştır. Anlamı İsmet kökünden gelmektedir. İsmet, Peygamberlerin sıfatlarından olup günah işlemeyen, günahsız olan günahsızdık, masumluk. Suçsuzluk anlamındadır. Peygamberler hiçbir zaman gizli, açık herhangi bir suç veya günaha yaklaşmazlar; bütün kusur ve hatalardan ve şâibelerden uzak tutulmuşlardır. Harîm-i İsmet: Namus ocağı, mukaddes ocak. Kutsal aile yuvası anlamındadır.
Mu’tasım’ın sözlük anlamı da bu sebeple 1. i'tisâm eden, eliyle tutan, yapışsan. 2. günahtan çekinen, dinî hassasiyeti olan kimse anlamındadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.