15 Temmuz Destanı

15 Temmuz 2016 Cuma akşamı ülkemiz hain bir darbe girişimine sahne olmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisine sızmış olan FETÖ elemanları başta Ankara ve İstanbul olmak üzere ülkemizdeki birçok askerî üsleri ele geçirerek buradaki jetleri ve helikopterleri uçurarak sivil halkı bombalamıştı. Aynı zamanda TBMM binası, Gölbaşı Polis Özel Harekât Binası, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin etrafı, TÜRKSAT, MİT, Genelkurmay Binası ve Ankara Emniyet Müdürlüğünün de hedef alınmasıyla birçok polisimiz ve vatandaşımız şehit olmuş bir o kadarı da yaralanmıştı. Vatan hainleri tanklarla sivil halkın arasına dalarak yüzlerce insanımızı katletmişti. İstanbul Atatürk Havalimanı ve Boğaziçi Köprüsünü işgal eden darbeci FETÖ’cü askerler burada da yine sivil halkı tarayıp yüzlerce masum insanı şehit etmişti.

Kahraman ordumuzun içindeki gözü dönmüş birkaç çapulcu vatan haininin kalkıştığı bu hareket halkımızın feraseti ve dirayetiyle önlenmiş ve darbeciler kısa bir sürede etkisiz hâle getirilmişti. Bu noktada milletimiz demokrasi ve seçilmiş iradenin yanında olduğunu bir kez daha göstermiştir. Darbeci FETÖ elemanlarına karşı cesurca karşı koyan polislerimizi de unutmamak gerekir. FETÖ’cü darbecilerin kalkıştığı ilk dakikadan itibaren harekete geçen kahraman emniyet güçlerimiz kısa sürede darbeci güçleri etkisiz hâle getirerek sükûneti sağlamıştı. Onun için polislerimize ne kadar çok dua etsek az gelir. Rabbim, her daim onların yâr ve yardımcısı olsun. Her hayırda bir şer, her şerde de bir hayır vardır. Bu ihanetten nice dersler çıkarmamız ilerisi için önemlidir. FETÖ’cü cuntacılara karşı duran milletimize en kalbi duygularla şükranlarımı sunuyorum. Emniyet güçlerimizin, Cumhurbaşkanımızın, dönemin Başbakanının, Muhalefet Parti Liderlerinin, Medya ve Basının ve STK’ların da bu ihanete karşı birlikte hareket etmeleri de takdire şayan bir olaydır. Bu birlikteliğin devam etmesini her zaman isterim.

Son olarak bu hain darbede şehit düşen vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, gazi vatandaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz destanının gerçek kahramanları şüphesiz şehitlerimiz ve gazilerimizdir.

 

 

 

 

Sen hep gizli saklımdasın

Unuttum mu sanıyorsun?

Gece gündüz aklımdasın

Unuttum mu sanıyorsun?

 

Ak zülüflü şakağını

Gülkurusu dudağını

Bana çıkan sokağını

Unuttum mu sanıyorsun?

 

Örnek huyun ahlakını

Çift gamzeli yanağını

Rüstem Paşa Konağı'nı

Unuttum mu sanıyorsun?

 

Saçına taç takışını

Kâkülü yan yıkışını

Ahi Evran Yokuşu'nu

Unuttum mu sanıyorsun?

 

Bu canımı sıkmadın ki

Sevdamızdan bıkmadın ki

Hiç aklımdan çıkmadın ki

Unuttum mu sanıyorsun?

 

Bu Nöbetçi Şair bir gün

Hiç gitmedi derdi sürgün

Aklımdasın inan her gün

Unuttum mu sanıyorsun?

 

 

 

 

 

15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu Yakası çıkışında; aslında geleneğimizde olan ve asırlardan beri olgunlaşmış kümbet-türbe anlayışıyla bir "şehitlik makamı" olarak inşa edilmiştir. Şehitlik makamının bulunduğu mevkiye, Nakkaştepe tarafından yol açılarak, yaklaşık 11 dönümlük arazi; tamamen Şehitlik Parkı olarak tanzim edilmiş, Boğaziçi'ne mahsus ağaçlarla ağaçlandırılmış peyzajında 250 şehidi temsilen 250 selvi, 250 gül dikilmiştir. Kubbe, bütünlüğüyle kâinatı ve sonsuzluğu sembolize etmekte, şehitlerin aslında 'ölüler' olmayıp, sonsuz bir hayatla beraber, ilahi nimetlere mazhar olduklarını ifade etmektedir.

Çubuk elemanlardan oluşan, şeffaf geodezik kubbeyi teşkil eden kollar, milletin böylesine bir teşebbüs karşısında ortaya koyduğu birlik, beraberlik ve kenetlenmeye atıftır. Bu tevhit ve kenetlenme sayesindedir ki, milletimizin ve devletimizin bekasını temin edecek çok güçlü ve sarsılmaz, kilitlenmiş bir çatı oluşmuştur"