Osmanlı hukukunu anlamak...

A -
A +
Cihan devleti olan ve altı asır dünyaya hükmeden şanlı ecdadımız Osmanlı, bu kadar uzun süre saltanat sürmesini hukuka verdiği üstün değerle sağlamıştı. Çünkü Osmanlıda fert fert bütün vatandaşlar, saray hanedanı ve Sultan’a kadar herkes İslâmiyet’e gerçek anlamda tam bağlı idi.
Üç kıtada toprağı bulunan ve Akdeniz’i "Türk gölü" hâline getiren geniş İmparatorluk coğrafyasında nice değişik ırk ve kavimler yaşıyordu. Ama Osmanlı bu türlü çeşit kavim, din, kültür ve örfe sâhip milletleri ve toplulukları idare ederken İslâm hukukundan hiç ama hiç ayrılmadı. İşte Osmanlı İmparatorluğuna güç veren, uzun süre devlet olma şansını veren en önemli unsurlardan biri bu hukuk anlayışıydı. Daha önemlisi Osmanlıda hukuka yani kanuna ve nizama en bağlı insan, zannedilenin aksine bizzat padişahtı. Hiçbir Osmanlı Sultanı, padişahlığı öncesi ve süresince İslamiyet’e aykırı düşen en küçük bir eylemde bulunmamıştı. Osmanlıda hukuk bu derece zirveye çıkmıştı ama bu yine Osmanlının ilme ve ilim adamına verdiği değerdendi. Osmanlı, tarihine bakıldığında Molla Gürânî, Akşemseddîn, Hocazâde, Molla Hüsrev ve Hızır Bey Zenbilli Ali Efendi, Kemal Paşazâde, Ebüsü’ud Efendi gibi dünya durdukça isimlerinden söz edilecek muhteşem âlimlere sahipti. Diğer yandan matematik ve astronomi âlimi Ali Kuşçu, Yusuf Sinan Paşa, tıp dalında Muhammed bin Hamza, Sabuncuoğlu Şerefeddîn ve Altuncuzâde, edebiyatta Bâki, Fuzulî gibi, sanatta; Mîmar Sinân gibi coğrafyada; Pîrî Reis, kaptan-ı deryâlıkta; Barbaros Hayreddîn Paşa gibi devlet adamlığında Sokullu Mehmed Paşa dev isimler yetiştirmişti. Osmanlı İmparatorluğunun Cihan Devleti olmasında Atlas Okyanusu'ndan Umman Denizi'ne ve Macaristan’dan, Kırım’a; Kazan’dan Habeşistan’a kadar geniş bir coğrafyaya hâkim olmasının ve bunca değerli şahsiyet yetiştirmesinin yegâne sebebi Allahü teâlânın kitabı Kur’ân-ı kerîmin emrine uymak ve tebaasını, halklarını hak ve adâletle idâre etmesiydi.        Muhsin Taha-Ankara
      ŞİİR                 Erzurum günlerim   Erzurum’a geleli tam on üç sene oldu, Nasıl geçti anlamadım ama yine de geçti, Bilmiyorum bana bu sürede ne oldu? Ah Erzurum vah Erzurum.   Erzurum dağları sürekli duman, Palandöken’in hâli her zaman yaman, Buralarda yaşamak çok zor çok, Ah Erzurum vah Erzurum.   Erzurum iklimi soğuk mu soğuk, Biz zaten alıştık bu iklime karıştık, Soğuk da olsa etkilemez içimiz sıcak, Ah Erzurum vah Erzurum.   Erzurum’a derler "Doğunun Paris’i", Meğer çok doğruymuş doğunun valisi, Erzurum doğuda bir tane vasi, Ah Erzurum vah Erzurum.   Erzurum’un dadaşı var şanı var, Dadaşında barı var anı var, O yanık türküleri her zaman var, Ah Erzurum vah Erzurum.   Erzurum’un en güzel yanı da şudur, Sahabeden biri Abdurrahman Gazi var, O da olmasa zaten Erzurum’un işi zor, Ah Erzurum vah Erzurum.   İyi kötü güzel günlerim geçti, Hayatımın en güzel çağları burada geçti, Ben memnunum Allah abâd etsin, Erzurum’a herkes artık akın etsin.                         Mücahit Demirci     ENTERESAN BİLGİLER   Biliyor musunuz? • Yılanlar duyamaz. • Sineklerin 5 tane gözü vardır. • Kirpiler suda batmaz. • Yunuslar bir gözü açık uyurlar. • Kuşlara yıldırım çarpmaz. • Sığırların midesi 4 bölümdür. • Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.• Sadece dişi sivrisinekler ısırır. • Deve 250 litre su içebilir. • Develerin 3 tane kaşı vardır. • Istakozların kanı mavi renktedir. • Çekirgenin kulağı dizindedir. • Zürafanın ses telleri yok, dili 35 cm kadardır. • Atlar 1 ay kadar ayakta kalabilirler. • Kangurular geri geri yürüyemezler. • Timsahlar dilini dışarı çıkaramazlar. • Kediler şeker tadını ayırt edemezler. • Yetişkin bir ayı, at kadar hızlı koşabilir. • Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.