Kafkasya ve jeopolitik önemi -2-

A -
A +
Osmanlı Devleti 1568 yılında Kafkasya hâkimiyetiyle birlikte Don-Volga kanal projesini gerçekleştirmek üzere harekete geçti. Bu projenin gayesi Osmanlı Devletinin Orta Asya Türk devletleriyle irtibatını sağlamak ve Rusya’nın Orta-Asya ile Kafkaslardaki yayılmasına engel olmaktı. Hatta İran bile hâkimiyet altına alınabilecekti. Ancak Rus Çarı'nın bu büyük projeye engel olmak yolunda giriştiği faaliyetler yanında Kırım Hanı Gazi Giray'ın da aleyhte çalışmaları sebebiyle başarı sağlanamadı.
24 Ağustos 1578’de Gürcistan zapt edildi. Gürcistan’dan sonra Azerbaycan Osmanlı ülkesine katıldı. Bir müddet Osmanlı hâkimiyetinde kalan Kafkasya, Anadolu’da baş gösteren Celâlî isyanları sebebiyle İran idaresi altına girdi. Kafkaslar'da meydana gelen bazı karışıklıkları fırsat bilen Rusya 1722’de Agrahan’ı ve Derbend’i işgal etti ve İran üzerine hücum etti. İran kuvvetlerini yenerek 1724 senesinde anlaşma imzalandı.
Osmanlılar, Ruslar ve İranlılar arasında Kafkasya’da çeşitli zamanlarda harpler oldu. Uzun süren savaşlar sonunda Osmanlılar yenilerek Küçük Kaynarca Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldılar. Bu antlaşmaya göre Orta Kafkasya’nın kuzeyinde bulunan küçük ve büyük Kabartaylar Ruslara bırakıldı. Ruslar tarafından alınan Gürcistan taraflarındaki Kutayis ve Şehriban Osmanlılara, diğer yerler ise Gürcülere verildi. 1774’te Kırım elden çıkınca Osmanlı Devleti 1787’de Rusya’ya karşı savaş ilan etti. Fakat yenilerek 1791’de Yaş Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Kafkaslar'da sınırın Kuban Irmağı olması kararlaştırıldı. On dokuzuncu yüzyılın başında Gürcistan Rusya’nın bir eyaleti hâline geldi. Ruslar Kafkasya’ya asker göndererek Dağıstan’ın ve Kafkasya’nın büyük bir kısmını aldılar ve Doğu Anadolu’ya kadar ilerlediler. Daha sonraki yıllarda da Kafkasya’da Rus nüfuzu etkili olmaya devam etti.
Mehmet Turan Tuğlu- Ankara
 
ŞİİR
 
Övünsün
Yorgun gecelerin sabahlarından,
Semaya uzanan kollar övünsün!
Pişmanlık duyarak günahlarından,
Ağlayıp dövünen kullar övünsün
 
Kalbi sevgi ile dolup taşarak,
Yanıp tutuşarak, aşkla coşarak,
Bâtıldan sıyrılıp hakka koşarak.
Geçirilen aylar yıllar övünsün!
 
Her an günahına tövbe ederek,
Yaradan'ı bilip secde ederek,
Kendinden geçip de vecde gelerek,
Hak adını anan diller övünsün!
 
Ömer Kara –Mersin
 
 
FAYDALI BİLGİLER:
 
ZEMZEM SUYU: Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre; dünyanın en sağlıklı sularından zemzemin sırrı günümüz teknolojisindeki bütün araştırmalara rağmen çözülemiyor. Kaynağı bulunamayan suyun denizden 80 kilometre uzakta olmasına ve çevresinde başka hiçbir kuyu olmamasına rağmen yıllardır kurumaması, araştırmacıları şaşkına çeviriyor. Sadece 1,5 metre derinliğindeki kuyudan hac mevsiminde milyonlarca hacının su ihtiyacını karşılarken, su seviyesinde de hiçbir azalma olmuyor.
İçenin açlığını ve susuzluğunu gideren suyun esrarı bilim adamları tarafından inceleniyor. Avrupa’da laboratuvarlarda yapılan araştırmalarda, Zemzem suyunun çok az kükürt içerdiği tespit edildi. Amerika’da yapılan test sonuçlarına göre ise, Zemzem suyu, içinde mikroorganizma ve bakteri bulunmayan tek su olma özelliği taşıyor.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.