Gerçekten kararlı mısınız? -2-

A -
A +
Dün sormuştuk, “bu yazıyı okuyup okumamakta kararsız mısınız?” diye. Dün okuduysanız bugün zaten devam ediyorsunuz demektir. Veya bugün okuyorsanız bir gün öncekine de göz atabilirsiniz. Kararsızlıklara bir iki örnek daha verelim ve konumuza devam edelim: "Askerimi şöyle mi konuşlandırsam böyle mi?" diyen komutan savaşı kaybeder... "Memura şöyle mi iş vereyim böyle mi?" diyen amir, başarısızlığa düşer... Örnekleri yere ve zamana göre çoğaltmak mümkün... Burada söz konusu "karar verebilmek" veya "kararsız kalmak"tır… Herkesin bildiği meşhur sözdür... "En kötü karar, kararsızlıktan daha iyidir..." Hayır en kötü karar diye bir tercih olamaz… İnsan karar da vermelidir. Verdiği kararın kötü olmamasını da tercih etmelidir. Bunun için anlık karar vermek değildir önerilen. Karar verme anına kadar hazırlıksız beklememektir. Karar verme anında acele etmek çözüm değildir. Peki o hâlde nasıl yapmalıdır da en iyi kararı, kararlıca ve gönül rahatlığıyla “eminim ve son kararım” diyebilecek tarzda vermelidir? Bir günlük işinizi program yapmadan uygulamaya çalışın... Sonucu mesai sonrası not edin... Ertesi gün, çalışmanızı belli bir programla sınırlandırın ve ne pahasın olursa olsun, kararınızdan vazgeçmeyin... Sonucu yine not edin... İki sonucu karşılaştırdığınızda, başarının ve de huzurun programlı ve kararlı çalıştığınız günde olduğunu göreceksiniz... Bazı kimseler vardır ne yapacağına bir türlü karar veremediği için mızmızlanıp durur, akşam mesai bitiminde bile bir iş ortaya çıkartamaz ve gece yarılarına kadar işin başında kalır. Sonra da kendisine “çok çalışıyorum” duygusu hâkim olur. Ama kararlı ve nerede ne yapacağını bilen, planlı çalışan bir kimse çalışmasını mesai saatleri içerisinde çok rahat tamamlar ve akşam kendi kendine ve sevdiklerine zaman ayırmanın keyfini yaşar. Asıl başarılı olan da budur. O halde neden hâlâ kararsız duruyorsunuz... Verin kararınızı ve yarından itibaren kararsızlığı, kararlı tutumunuzla ortadan kaldırın... Başarınızın en az üç dört kat arttığını göreceksiniz...              Taha Uğur Türkmen-Ankara   ŞİİR         İhtilal bakışları vardı   Kalbime ihtilal bu bakışların Bu şehirde tahtını kurmuşların Bu aşka devrim kavgalarım Kalbime ihtilal bu bakışların   İnsanlar mezar taşına yazmış Anlamazlar, ölmüş müyüm? Bir nefes kadar yalnızlığım Mezar taşına yazılmış insanlığım                             Burhan Vural                 ***         Nefs-i Hâkim   Biliyorum ordasın Benden sürekli bir şeyler çalıyorsun Hırsızı ben değilim demek Kendine yalan söylemek ordasın biliyorum O benim içimde Hâkim olmak istiyorum bu hengâmede İsteklerimi sıralar, mahkûmum Sıralarda kabul eder miyim, Kendi isteklerimi? Bir yolu var Yol uzun o yolu isteyende benim İçimde o benim                     Burhan Vural       PRATİK BİLGİLER   BALIK PİŞİRMEK:  Balık tatlı suda bekletilmez, üzerine tuzlu su dökülür. • Dondurulmuş balık, kullanılacağı zaman sirkeli suya konur. • Kızartılacak balığın üzerine tuz, limon suyu ve karabiber serpilip, 15 dakika bekletilir. • Eti yumuşamış balık, sirke ilâve edilerek haşlanır. • Balığı ızgara yapmadan, balık bir bez veya kâğıt havlu ile kurulanır. Bir kap içinde tuz, karabiber ve çiçek yağı karıştırılır. Balık bu karışıma bulanır. Böylece ızgaraya yapışmaz. • Izgarada balıklar pişerken, üzerine ara sıra fırçayla yağ sürülür. • Balık kokusunu çıkarmak için önce soğuk suyla yıkayıp, sonra sirke veya limon ile ovulur. Kaplardaki koku da yıkadıktan sonra sirkeli suya batırılarak yok edilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.