Tarihî diziler ne kadar gerekli?

A -
A +
Son yüzyıldır tarihine yabancı, tarihinden bihaber (habersiz) ve hatta düşman nesiller yetiştirildi. Oysa dünya biliyor ki bu milletin tarihi, insanlığa hizmetle doludur. Bunu çok iyi bilen bir Batı mevcut karşımızda. Bu gerçeği yediden yetmişe hepimiz öğrenmedikçe Batı ve onun emperyalizmi karşısında yeniden söz söyleyecek bir güçte olmamız mümkün olamaz.
Son yirmi yıldır içinde İslami bir gayretin olduğu faaliyetler bize, davamıza sahip çıkmamızı ayan beyan göstermektedir. Bizim yeniden keşfetmeye ihtiyacımız yok. Sadece hatırlamaya ihtiyacımız var. Yani ihtiyaç olunan sadece koca bir farkındalık. Peki, bu farkındalığı nasıl sağlayacağız? Eğitimi dizayn ederek mi? İyi de kimler, nasıl yapacak bunu? Türkiye’de var mıdır böyle bir oluşum? Bu zor ve zaman gerektiren bir husus… Sınav sisteminden bilgi verme sistemine ne zaman geçersek o zaman konuşabileceğimiz zor bir husus…
Son yüzyılın en etkili silahı şüphesiz kitle iletişim araçları ve bilhassa televizyon. Evet, televizyon neredeyse elli yıldır evlerimizde ve dönüp baktığımızda hangi programlar izletildi ve izletilmekte cidden içler acısı. Son yıllarda oldukça revaçta olan tarihî diziler, televizyon ekranlarını belirlemektedir. Milletimizin de teveccühü oldukça fazladır. Dinî ve millî hassasiyeti olan bazı kıymetli tarihçilerimiz bu dizilere ciddi eleştiriler yapmaktadır ve haklıdır. Ama bu sektörün içinde olanlardan tam bir hassasiyet beklemek, hakkı verilmiş eserleri istemek yapımcıları aşan bir durumdur. Kendilerinin bu çapta olmadıklarını düşünüyorum. E izlenmesin mi, Kuruluş Osman, Payitaht… Bence itikadi hatalar olmadıkça izlenmesinin çeşitli faydaları olduğu görülmüştür. Büyük İslam Âlimi Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri, "Osmanlıyı sevmek iman alametidir" buyurmuş. Dizilerin, eksiklerine rağmen Osmanlıya ve Osmanlı sultanlarına karşı bir muhabbeti hâsıl ettiği meydandadır. Bunu Ertuğrul Gazi’nin türbesine gittiğimizde veya Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil Hoca’nın Kayı serisi kitabının satış rakamlarında, imza günlerinde net görmekteyiz. Tarih hocalarımızın eleştirileri asla göz ardı edilmemelidir. Milletimiz kitaplara yönelmelidir. Bu sevgi ve muhabbet sebebiyle inşallah nice zaferler yeniden nasip olur bu necip millete!..
            Fatih Toprak-Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
 
 
 
ŞİİR
 
           Dinin direği
 
Sabah oldu kalkmaz mısın?
Yaradan'dan korkmaz mısın?
Ameline bakmaz mısın?
Namaz dinin direğidir.
 
Öğle namazı uludur,
Kılan Hakkın kuludur,
Mesut olmanın yoludur.
Namaz dinin direğidir.
 
İkindi namazı haktır,
Kılanların kalbi paktır,
Kılmayana azap çoktur,
Namaz dinin direğidir.
 
Akşam namazı tez geçer,
Cennette kapılar açar,
Kılanlara rahmet saçar.
Namaz dinin direğidir.
 
Şeytanın sözüne bakma!
Dinin direğin yıkma!
Yatsıyı kılmadan yatma!
Namaz dinin direğidir.
 
  Songül Şimşek-İstanbul
 
UNUTULMAZ İSİMLER:
 
LÜTFİ İKİZ: Araştırmacı-yazar Mehmet Lütfi İkiz (D. 29 Mayıs 1929, Kırşehir-Ö. 2007, Konya). Çoğu müderris olan bir aile ortamında ciddi bir eğitim aldı. Resmî tahsilini Konya, Ankara, Yozgat, Samsun, Kayseri ortaokul ve liselerinde tamamladı. Liseyi bitirdikten sonra Kırşehir’e döndü ve Erol Güngör’ün dedesi Hafız Osman’dan Arapça dersleri aldı. Konya’da öğrenciyken Ahmet Haki İzler, Ziya Nur Aksun, Osman Yüksel Serdengeçti gibi aydınlarla tanıştı. Osman Bölükbaşı’nın siyasi çevresinde bulundu. İstanbul dönüşü Kırşehir’e, oradan da Ankara’ya yerleşti. Burada Türk Ocağı merkez müdürlüğü yaptı, Hamdullah Suphi Tanrıöver’le birlikte çalıştı. Onun ölümünden sonra Kastamonu Kütüphanesi Müdürlüğüne geçti. 1973’te Konya İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğüne atandı. 1978’de Çorum’a, 1982’de Nevşehir’e sürüldü. Tekrar Konya’ya tayin edildi ve 1988’de emekliliğini istedi. Yaşar Çalışkan’la birlikte hazırladığı Kültür, San’at ve Medeniyetimizde Ahilik adlı kitabı basıldı (1993). 2007 yılında Konya’da vefat etti [Kaynak: Mustafa Güçlü/Üstat Mehmet Lütfi İkiz Bey]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.