Anne baba iyi model olmalıdır -1-

Anne baba, doğru davranışları hayatlarına hâkim kılmış, çocuklarına yeterli sevgi ve ilgiyi gösteren kişilerse, çocukları da bu istikamette yetişir.

Çocuk anne ve babasını taklit ederek sosyal hayata alışır. Aile içinden seçtiği örnek kişi, bozuk kişilik yapısına sahipse, kötü davranış şeklinin çocukta da görülme ihtimali yüksektir.

“Çocuğunuzu Kötü Etmenin Yolları” ya da “Yengeç Kitabı”nın yazarı C.G. Salzman; Çocukların aile dışından öğrendikleri davranışların geçici olduğunu, kalıcı davranışların aileden öğrenildiğini söylemektedir. Salzman’ın verdiği örneklerden birkaçı:

-Sürekli asık suratlı olursanız, herkesin yanında çocuğunuzu eleştirip kabahatlerini yüzüne vurursanız, en ufak hatasında da onu cezalandırırsanız çocuğunuz sizden uzaklaşır.

-Yerine getiremeyecek sözler verirseniz, anne baba olarak birbirinize saygı göstermezseniz, çocuklarınızın yanında birbirinizi eleştirir, kavga eder, birbirinize hakaret ederseniz çocuklarınızın güvenini kaybedersiniz.

-İki kardeşten birini sürekli över, diğerini sürekli eleştirirseniz, birine sürekli ödül verir diğerini sürekli cezalandırırsanız çocuklarınız birbirlerini kıskanmaya başlar.

-Onlara sürekli kötü insanlardan bahsederseniz, herkesin menfaat için birbirini aldattığını, dünyada güvenilecek insanların kalmadığını söylerseniz çocuğunuzu insanlardan soğutmuş olursunuz.

-Aileniz dâhil herkese kaba davranırsanız, çocuklarınızın gözü önünde hayvanlara eziyet ederseniz, komşu veya iş arkadaşlarınıza kötü davranırsanız, düşmanlarınızın çok olduğundan bahsederseniz, çocuğunuzun acımasız ve merhametsiz olmasını sağlarsınız.

-Çocuklarınızın yanında sizden daha zengin olanları çekiştirirseniz, gayrimeşru yollardan zengin olduklarını söylerseniz, memurların rüşvetle büyüdüğünden bahsederseniz çocuğunuzu dürüstlükten uzaklaştırırsınız, kıskanç olmaya başlar...

 

 

 

 

 

 

 

Bin tatlı nevâ nağmesi var her gülüşünde,

Bin tatlı sefâ bûsesi var söz edişinde.

 

Her tavr-ı edâsıyla esen yel ki bahardan,

Her gülmesi gül nâz-ı dikendir bize ondan.

 

Ey sîm-i beden râhına bin şûh-i fedâdır.

Âşıkları matemde tutan nâz-ı edâdır.

 

Sen seyre çıkıp hâk ile pâyin "öpüşürken",

Dâmen de esen yellere rüşvet dağıtandır.

 

Çıkmazsa eğer nûr-i cemâlin gece seyre,

Bin darbe iner râhını gözler, nice gönle.

 

Lütfeyle de gel bizlere nâzın ki cezâdır,

Seyrin de hasletler dolu mehtaba ezâdır.

 

İstersen eğer bûselerim pâyine yoldur.

İstersen eğer her sitemin kalbime doldur!

 

Rahmet bana! Reddetme sakın ey gül-i rânâ!

Sensiz bana zindân olacak bil ki bu dünyâ,

 

Mümkün mü tahammül seni ağyâr ile görmek?

Halvette midir gayr ile cânâ diyebilmek.

 

Kopsun seni okşar ise her dest-i yabânî!

Dursun seni her zikredecek dîl-i harâmî

 

Ey Şûh-ı cihan, sen ile hemhâl olalım biz!

Uşşâka mehenk gayrıya arzû olalım biz!

 

Alkış tutuyorken bize sümbül ile nergiz,

Aşk bağına hem gül ile bülbül olalım biz.

 

 

 

 

 

MÜŞFİK: Müşfik kelimesi, bir televizyon programında zannederim 7500 liralık soru olarak çıkmıştı. Ve soruyu ekrandaki dört kelimeden biri olarak bilememişti yarışmacı. Müşfik kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Arapça şefīḳ, sevecen, şefkatli, müşfik yazmaktadır. Arapça sıfat olarak şefkatli, merhametli, acıyan; seven anlamında bir kelimedir. Müşfika müşfik isminin müennesidir. Aynı zamanda müşfik kadın adı olarak da kullanılmaktadır. Yine müşfikâne kelimesi de şefkat ederek, merhamet ederek anlamında kullanılmaktadır. Şefkatli kimseler için kullanılan bu estetik kelimenin bugün soru olarak sorulması ve bilinememesi dilimizin geldiği seviye açısından mânidardır!..