İnsan üzerine değerlendirme

A -
A +
İnsan cahildir… İnsan âlimdir… İnsan evlattır… Babadır… Annedir… İnsan çiğ süt emmiştir derler. Bilinmezdir... Her birimiz, kendimiz kadar bilinmez olan bu varlıktan, arzu ettiğimiz “insan”ı nasıl bulup çıkaracağız?  Soruya karşı soru sorarak? -Hangi insanı arıyoruz? Ya da aradığımız insan nasıl olmalıdır? Bu soru bizi idealimizdeki insanı tanımaya ve tanımlamaya götürebilir belki. “Hangi insan?” sorusuna vereceğiniz cevap aynı zamanda arayacağınız insanın adresini de göstermektedir… İnsan… Kimine göre akıllı, kimine göre zengin, kimine göre güzel, kimine göre soylu, kimine göre dindar, kimine göre gaddar, kimine göre acar, kimine göre açıkgöz, kimine göre hoşgörülü… Say sayabildiğin kadar, bitiremezsin… “İnsan nedir, nasıl olmalıdır?.. Hayatta başarılı olabilmesi için insan nelere dikkat etmelidir?" Bu gibi sorulara cevap verebilmek için insana önce içinde yaşadığı ortamı ve bu ortamda muhatap olduğu karşı karşıya kaldığı maddi manevi, ekonomik, sosyal ve kültürel, inanç ve teknolojik açılara da bakmak gerektiği düşüncesindeyiz. İnsan, önce kendi yaşadığı çevrenin hâl ve şartlarını bilmelidir ki atacağı adımları daha şuurlu daha bilinçli ve dikkatli atabilsin… İnsana önce şartları anlatacaksın… Sonrasını insan kendisi belirler… İnsana yapılacak en büyük engel ona içinde bulunduğu durumu net olarak anlatamamaktır. Nerede olduğunu hangi noktada bulunduğunu ve şartlarının ne olduğunu bilmemesidir. Hayatta başarısızlığın en önemli sebebi, içinde bulunduğu durumu ve konumu gerçek anlamda belirleyememektir. Gerçek değil hayali yaşamaktır. Kanmak veya kandırılmaktır… Yoksa… İnsan mükemmel bir beyin yapısına sahip mükemmel ötesi bir makinedir. İnsanda his vardır. Duygu vardır. Karar vermek vardır. Kabul etmek veya reddetmek vardır. İnsanı olumlu veya olumsuz etkileyen çok önemli faktörler vardır… Örneğin; İnsanı tarih etkilemektedir… İnsanı ideolojiler etkilemektedir… Dinler etkilemektedir. İnsan, ailesinden etkilenmektedir. Yaşadığı çevreden, yaşadığı teknolojiden, yaşadığı çağdan… İnsan kendi kendine yaşadığını zannettiği dünyada kendi kendine yaşayamaz. Yaşamamıştır zaten… İnsan farkında olsa da olmasa da başka insanlar tarafından etkilenmektedir.              Muhsin Uğur-Ankara       ŞİİR           Ah şu Korona!   Herkeste bir korku bir telaş Korku filminden fırlamışlar gibi. Takmışlar maskelerini eldivenlerini Talan ediyorlar çarşıyı marketi. Kimisinin de değil umurunda virüs filan Dolanıyor ortalıkta geziyor orada burada Yok bu insanların bir ortası Ya abartır ya umursamaz Kır dizini otur işte, Sakin sakin evinde Ne sıkıntıdan ne açlıktan Zeval gelmez korkma Yeter ki evinde El aç dua et Allah’a!          Aybüke Civelek       UNUTULMAZ İSİMLER   MEHMED EMİN TOKÂDÎ: Mehmed Emin Tokâdî hazretleri, İstanbul’un büyük evliyalarından biridir. 1664'te Tokat’ta doğup 1745'te İstanbul’da vefat etti. Kabri, Unkapanı Caddesi ile Zeyrek Yokuşu’nun kesiştiği kabristandadır... Tahsiline Tokat’ta başlayıp, İstanbul ve Mekke’de devam etti. Din ve fen bilgilerinde tahsilini bitirdi. Mekke’de, Ahmet Yekdest Cürcânî hazretlerinden ders alıp tasavvufun yüksek derecelerine ulaştı. Daha sonra İstanbul’a geldi. Yıllarca İstanbul halkına ve talebelerine ders verdi. Pek çok kerametleri görüldü. Kabri, ziyaret ve dua edilen yerlerden biridir. (İslâm Âlimleri Ansiklopedisi: 17/61)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.