Kabulleniş -1-

A -
A +
Hayatımda kişiliğime karşı söylenmiş en anlamlı cümleyi yakın zamanda duymuş olabilirim: Sen hiçbir zaman çocuk olmadın ki.
Acaba büyüdüm mü, ya da hâlâ küçük müyüm bilemiyorum çünkü bir değişim yaşadığımı hatırlamıyorum. Evet, bazı tecrübelerim oldu ve bazı şeylerin üstesinden gelmeye çalıştım… Ama düşünce yapımın değiştiğini hiç hatırlamıyorum. Yine aynı şekilde takıntılı ve çok düşünüyorum. Bunun üzerine bir yakınımdan duyduğum bu söz kafamdaki belli düşünceleri netleştirmemi sağladı; belki de hiç çocuk olmamışımdır.
İlkokul yıllarımda çocuklar bahçede koştururlardı. Benim gibi ağlamıyorlardı ya da kafalarına takılan küçük pürüzler yoktu. Şimdi o yıllara baktığımda, toplum tarafından kabul edilememe korkusunun içime çöreklenmiş olduğunu fark ediyorum. İnsanların ne düşüneceğine karşı hassasiyetim ve sürekli istenilmediğime meyilli olmam ‘çocuk’ gibi özgürce hareket etmesi gereken ayaklarıma pranga vurmuş sanki. Umursamazca yaşamam ve arkadaşlarıma karışıvermem gerekliydi, onların beni kabul edip etmeyeceğini düşünmeden. Endişelenmemeliydim, kötü durumlarda dünyanın sonuymuş gibi davranmak yerine işleri basit görmeliydim, bir çocuk gibi…
Değiştiremeyeceğim bir çocukluk için pişmanlık duymak istemiyorum. Geçmiş bizim bir yarımız ve hep bize bağlı kalacak, o zamanki insan biz değilmişiz gibi gelse de. İster istemez insan bununla başa çıkmayı öğreniyor. Yaşanmışlar için yapacak bir şey yok. Aslında bu tuhaf bir zindelik veriyor. Ben bir mücadeleciyim. Geçmişle mücadele ediyorum, sevmediğim her şeyle, beynimle, kafamdaki tüm ses ve sorularla, çoğunlukla da delilikle mücadele ediyorum. Sonuncusunu kabul etmek istemezdim ama öyle, bazı insanlar bazı uçurumlara diğerlerinden daha yakın olurlar… Onları iten rüzgâra, rüzgârın getirdiği toza toprağa karşı düşmemek için sürekli bir savaş hâlinde olurlar.
Kurtulamazsınız. Ama yenilecek olan da siz değilsiniz. Ben değilim. Çünkü biz buyuz, mücadeleyi asla bırakmayız.
        Nurgül Nell
 
 
 
ŞİİR
 
      RAHMET OLARAK GELDİ
 
Daha ilk doğar doğmaz, şehadeti getirdi!
Nûruyla aydınlattı, yerler ile gökleri!
Ahlâkı tamamlamak için gönderilmişti!
Bin yıllık ateş söndü, putlar yere devrildi!
 
Kuru ağaç yeşerdi, sütsüzler bol süt verdi!
Akmayan çeşmelere, yeniden sular geldi!
Sayısız mucizeler, ömrünce zuhur etti!
İsmail’in soyundan, Hak teâlânın Habib’i!
 
Her türlü işkenceyle muamele edilirdi!
İşte böyle devirde, dünyayı teşrif etti!
Hiçbir puta tapmadı, yalan nedir bilmezdi!
O’na herkes güvenir, emanetler verirdi!
 
Peygamberlik gelmeden, Muhammed’ül emin’di!
Yahudilerde gayri, peygamberlik bitmişti!
Kutsal kitap Tevrat’ın, hükmü sona ermişti.
Bin yıllık ateş söndü, putlar yere devrildi.
 
Gölgesi yere düşmezdi, kumda çıkmazdı izi!
Şefâatine kavuştur, cümlemizi ya Rabbi.
Sayısız mucizeler, ömrünce zuhur etti!
İsmail’in soyundan, Hak teâlâ’nın Habibi!
      (Allahü teâlâ şefaatlerine nail eylesin inşallah...)
 
Ali Şahin-Sarıbeyler/Savaştepe-Balıkesir
 
 
 
UNUTULMAZ TARİHΠACILAR
 
DUMLUPINAR FACİASI: Çanakkale Naraburnu açıklarında İsveç bandıralı Naboland şilebi ile Dumlupınar denizaltısının çarpışması sonucu 81 denizcimizin ölmesiyle sonuçlanan deniz kazası. Deniz Kuvvetlerine bağlı iki denizaltı gemisi Dumlupınar ve Birinci İnönü, Akdeniz’de yapılan “Bive Sea” NATO manevralarına katılmış, Türkiye’ye dönüyorlardı. Dumlupınar Denizaltı 4 Nisan 1953 günü sabaha karşı Çanakkale Boğazı'nda aynı saatlerde Boğaz’a giren İsveç bandıralı Naboland şilebi ile karşılaştı. Her iki gemi de hatalı manevra sonucu çarpıştı. Dumlupınar şilep tarafından ezilerek batırıldı. Haber alınınca Dumlupınar’la bağlantı kurulup, geminin ağır hasar gördüğü, yaşayanların durumlarının da iyi olmadığı anlaşıldı. Derhal kurtarma çalışmalarına başlandı. Ancak hava şartları yüzünden çalışmalar aksıyordu. Sonuç alınamayacağı anlaşılınca, çalışmalara olay yerinde yapılan hazin bir törenle son verildi. Böylece 7 subay, 35 astsubay ve 39 er denizaltının içerisinde hayatlarını kaybetmiş oldular.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.