Bakkallara acımadık

A -
A +
Küçükken, Gördes’te mahallemizde bir bakkal vardı. Rahmetli Hakkı Amca'ya ait bakkaldan; babamızdan aldığımız harçlıklarla çikolata, gofret, şeker, cips alırdık. Hatta paramız olmadığı günler babamızın adına yazdırırdık, daha sonra babamız bakkala öderdi. Sıcaklığın, samimiyetin, güvenin olduğu yıllardı...
O yıllar bakkallarla halk arasında çok güzel münasebetler vardı. Peki ya şimdi öyle mi?
Manisa’da evimizin karşısındaki apartmanın altında boş bir dükkân vardı. Geçtiğimiz yıl bir girişimci ruh tarafından bakkal olarak faaliyete açılarak mahallemizin hizmetine sunuldu. Ancak, bir türlü toparlayamadı kendini. Bir yıl içerisinde -abartmıyorum- beş el değiştirdi. Geçen gün baktım son sahibi de dükkânı boşaltmak zorunda kalmış. Şimdi o dükkân boş duruyor.
Biz büyüdükçe, modernleştikçe hayatımıza giren marketler sayesinde bakkallara hiç acımadık. Belki biraz daha ucuz diye marketi tercih ederek sattık bakkalları üç kuruşa. Bakkalın sıcaklığı, vefası, anlayışı olmasa da markette yine marketleri tercih ettik.
Geçtiğimiz Kurban Bayramı ziyaretleri sırasında, Gördes’te bakkallık yapan dostlarımı da ziyaret etme imkânı buldum. Yakınmalar, sitemler aynı. Birçoğu zararına çalıştığını söylediler. Mesela sevdiğim bir abim, bakkallara yapılan vefasızlıkları anlattı. Hatta içini acıtan bir hatırasını da paylaştı. Yürümekte zorluk çeken karşı komşusuna 5 litrelik içme suyunu çıkardıklarını, ancak Gördes’e ulusal marketler açılınca 25 kuruş daha ucuz diye onun suyu oradan aldığını anlattı.
Ne kadar vefasız olduğumuzu, üç kuruş hesap uğruna bizleri yıllardır idare eden bakkallara karşı ne kadar acımasız olduğumuzu gördüm.
Hani bir reklam vardı. Adam marketten aldıklarını düşürüyor. Yuvarlanan meyveleri mahallenin bakkalı topluyordu. Adam mahcup bir vaziyette alıyordu dökülenleri.
Hakikaten, bakıyorum Gördes gibi küçük bir ilçede bile 3 tane ulusal market var. Üç kuruşa satıyoruz bakkalları marketlere. Bakkalları ise sadece ekmek, sigara vb. almak için kullanıyoruz. Bu da bakkalları ne kadar kurtarabilir? Unutmayalım alışverişini süpermarketten yaparsın ama cenazene mahalle bakkalı gelir…
          İsmail Aybey/Manisa
 
 
 
ŞİİR
 
Bir mevsim geçti
 
Bahar geldi yaz geldi,
İşte ''sonbahar'' geldi.
Döktü dallar yaprağı
Lapa lapa kar geldi.
 
Bir mevsimi yitirdik
Lapa lapa kar geldi.
Yollar kapanmadan gel,
Gözüm yollarda kaldı.
 
Ümidim sen oldurdun,
Düştüm bastonlara ben
Gözledim yollarını
Hüsrana uğratma gel.
 
   Tayyar Rıza Gürman-Perşembe
 
 
GÜZEL DİLİMİZ
 
HANGİSİ DOĞRU: Bazı kelimelerde sık hatalar yapılır. Bunlardan bazılarının doğrusu ve yanlışı şöyledir:
“yanlış: küsür doğru: küsur; yanlış: orjinal, doğru: orijinal; yanlış: harfiyat doğru: hafriyat; yanlış: evye, doğru: eviye; yanlış: insiyatif, doğru: inisiyatif; yanlış: ünvan, doğru: unvan; yanlış: şöför, doğru: şoför, yanlış: mefta, doğru: mevta; yanlış: satlık, doğru: satılık, yanlış: doküman, doğru: doküman; yanlış: acaip, doğru: acayip; yanlış: aferim, doğru: aferin; yanlış: anfi, doğru: amfi; yanlış: amfi tiyatro doğru: amfiteatr; yanlış: asvalt, doğru: asfalt; yanlış: bir çok, doğru: birçok; yanlış: bir kaç, doğru: birkaç; yanlış: birşey, doğru: bir şey; yanlış: bu gün doğru: bugün
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.