Bir enkazın nesli!..

A -
A +
“Ettekraru ahsen velevkane yüz seksen” demiş bir bilge konuşmasında… Yani “tekrar iyidir. Velev ki yüz seksen defa bile olsa...”
Biz de bu millî konuyu tekrar tekrar herkese ve özellikle gençlerimize hatırlatmak durumundayız…
Tarihimizin, milletimizin, medeniyetimizin, emsalsiz kültür hazinelerimizin ve binlerce senelik müktesebatımızın membaı ve yegâne sembolü kütüphanelerimizdir. Maalesef, vatanımızın her köşesini ihata eden ve emsalsiz kıymetlere sahip olan kütüphanelerimiz günümüzde sadece ders notlarına bakılan, çay kahve içilen, arada bir sosyal mecralarda paylaşmak için manzara telakki edilerek resim çekilen; hülasa zelzeleye maruz kalan bir müze hâline getirilmiştir. Dünya tarihinde ancak Moğol istilalarında rastladığımız bu zulüm milletimize reva görülmüş ve kütüphanelerimiz siyasî maksatların kurbanı olmuştur. Manevî ve fikrî bakımdan katletmeye teşebbüs ettikleri medeniyetimize düşmanlıkları evvela kadim lisanımızı yok etmek gayesiyle olmuş ve neticesinde kütüphanelerimizi bertaraf etmişlerdir.
Peyami Safa ''Yeryüzünde tek bir millet gösterilemez ki kazara millî kütüphanelerine girerlerse bir tek eser okuyamadan çıkıp gitsinler'' diye elli sene evvel zikrettiği bu katliamın tecellisi olarak günümüzde kütüphanelerden geriye âdeta viraneler kalmıştır. Binaenaleyh bir harabe hâline getirilen kütüphanelerimiz ve neticesinde aslî varlığımızı vücuda getiren ve maneviyatımızın yegâne sebebi olan millî hazinelerimizle aramıza hayali bir uçurum ve hudut meydana getirilmiştir. Bu kültür katliamının mümessillerinin saldırısının asıl hedefi tasfiye, tahrip, tahrif ve tahkir ettikleri lisanımızı yok etme ve kadim medeniyetimizle bağlarımızı koparma harekâtıdır. Bu asırlık zulüm neticesinde bizler, bir imparatorluk vârisi olan bu aziz milletimizin fertleri, bin dört yüz senelik medeniyetine yabancılaşmış ve iki yüz değil, yirmi sene evvel yazılan bir eserimizi dahi okumakta güçlük çeken bir enkazın nesliyiz...
            Cüneyt Akçatepe
 
 
 
ŞİİR
 
         Allah'ın kudreti!..
 
Düşün kim yaratmış, bizim vücudu,
Ferasetli insan, ibretle bakar,
Terk etmek olur mu, Rabbe sücudu?
Ferasetli insan, ibretle bakar.
 
Hak hâzır nâzırdır bil ki her yerde,
İslam’ın kuralı, devadır derde,
Cihat aşkı vardır, imanlı serde,
Ferasetli insan, ibretle bakar.
 
Kalpten cihat aşkı sönmüşse eğer,
Allah vermez, böyle insana değer,
Mağlubiyet sırrı bu imiş meğer
Ferasetli insan, ibretle bakar.
 
Haçlılar üşüşmüş, bizim ellere,
Paramparça olduk, düştük dillere,
Dünyayı sevip de, gittik sellere,
Ferasetli insan, ibretle bakar.
 
Kul Armağan, böyle değildik bizler,
Şaşırdık yolları, karıştı izler!
Secdeden uzaktır, bükülmez dizler,
Ferasetli insan, ibretle bakar.
 
          Adem Armağan-Kayseri
 
 
 
DOST VE KARDEŞ ÜLKE
 
PAKİSTAN: Güney Asya’da yer alan Pakistan, yaklaşık olarak 803.943 kilometrekarelik bir yüzölçüme sâhiptir. Normal olarak dört ana bölgeye ayrılır; Pencab, Sind, Belucistan ve Kuzeybatı Sınır Bölgesi.
Pakistan’ın büyük bir bölümü dağlık arazidir. Kuzeydeki dağlar oldukça yüksek ve karlıdır. 7700 m yükseklikteki Tiriş Mir Dağı ülkenin en yüksek noktasıdır. Batı bölgeler, İran Yaylasının bir devamı olup, bir seri yayla ile doludur. Bölgenin etrafı dağlarla çevrili durumdadır. Pakistan fizikî yapısı içinde en önemli yer üstü kaynağı İndus Nehridir.
Pakistan’ın ikinci çölü, Pencab bölgesindeki Tar Çölüdür. Kuzey dağlarının tamamı ormanlık bir arazidir. Yer altı kaynakları fazla zengin değildir. Pakistan’ın, kuzey bölgeleri ve buradaki dağlar tamamen ormanlık alanlardır. Bu ormanlarda çok çeşitli vahşi hayvanlar yaşamaktadır. Leopar, siyah ayı, kahverengi ayı ve ayrıca Sibirya dağ keçisi bulunur.
Kardeş Müslüman ülke Pakistan’ın, çoğu âdetleri Türk âdetlerine benzemektedir. Halkın yediği yiyecekler ve pişirdiği yemekler hemen hemen Türkiye’dekinin aynısıdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.