Evlilik Üzerine -2-

 

Hayır, kanunlarımızın izin verdiği büluğ yaşından başlamak üzere evlenmenin yaşı yoktur. Kişi kendi olgunluk seviyesine ve doğru insanla karşılaşma vaktine göre buna kendisi de karar verebilir, çevresinde güvendiği inandığı aile büyüğüne, akil bir kimseye vb. danışarak da kadar verebilir. Bizim geleneğimizde kültürümüzde evlilik nasip kısmet işidir.

Çevredekilerin onla tanış, bunla konuş, otur bir çay iç baskılarına, zorlamalarına, tavsiyelerine çok da kulak asmamak gerekir. Evleneceğiniz insana siz karar vereceksiniz başkaları değil, lütfen aldanıp aceleci davranmayın. Bir de duygularınızın yanında akıl ve mantığınızın önemini asla unutmayın. Kendi çevresinden kendi sosyal çevresinden kendi inanç ve kültürüne uygun kimselerle yapılan evlilikler ileride kültür çatışmalarına vb. dönüşmez.

Evlenelim evlenmesine de hadi! Gel gelelim kimdir bu doğru insan, onu nasıl bileceğiz? Doğru insanı bulmak evvelâ doğru insan olmaktan geçer. Ne yapalım o zaman? Önce kendimize bir çekidüzen verelim. Hayatımızda nasıl bir insan istiyorsak ona göre bir hayat sürelim.

Öte yandan çağımızın evliliklerinin bazen ölçüsü ev, araba, yakışıklılık, güzellik, mal, mülk, gösteriş, lüks, şatafat olabilmektedir. Ancak bunların saadet getirdiği pek de görülmemiştir... Evliliğin uzun soluklu olabilmesi için her ikisinin de dilinin dininin, inancının, kültürünün vb. birbirine uygun olması çok önemlidir... Karşılıklı anlayış, empati, sevgi ve saygı gerekir. Bunlar olmadığı zaman duygularınıza kapılıp aşkından öldüğünüz tiplerle her şeyi dört dörtlük alıp evlenilse bile bazen 3 ay bile sürmeyen üzüntülerle sonlanabilir evlilik… Neden biliyor musun peki? Bu evlilikler genelde karşılıklı beklentileri karşılamaz da ondan.

''Sevgililik'' sürecinde yaşaman gereken her şeyi yaşarken hayatı birbirine karşı rol model olarak sürdüren çiftler evlendikten kısa bir süre sonra kendi özge hâllerine dönmek zorundadır.

İşte buna ''cicim ayları'' denilmektedir. Sonra herkes olduğu hâle dönünce uyumsuzluklar da baş göstermekte ve karşılıklı anlayış da sağlanamazsa sonu hüsran olabilmektedir... İyi düşünmek lazım kardeşlerim. Doğru karar vermek lazım. Allah'tan hep hayırlısını istemek lazım…

 

 

 

 

Canım babam! Ben seni dağ bilirim

Bir çınarsın gölgende dincelirim.

Mutluluksun. Seninle şenlenirim

Kutlu olsun senin “Babalar Günü'n”

 

Dilerim ki, sen hep mutlu olasın

Yaşlansan da ruhen genç kalasın

Nice mutlu seneler kutlayasın

Kutlu olsun senin “Babalar Günü'n''

 

Dönüp bu dünyaya bir kez baksana

Bak ne kadar değerlisin, insana

Kurban olam seni veren Allaha,

Kutlu olsun senin “Babalar Günü'n”

 

Sen benim yüreğim, sen benim canım.

Sensiz var olamaz benim bir anım

Güzel babam nur yüzüne kurbanım

Kutlu olsun senin “Babalar Günü'n”

 

Mütaliboğlu bir gün yaşlanacak

Yine sana ihtiyacı olacak

Baba deyip kucağına koşacak

Kutlu olsun senin “Babalar Günü'n”

 

 

 

 

 

DAMLATAŞ MAĞARASI: Antalya ili, Alanya ilçe merkezine bir km uzaklıkta yer alan karstik mağara. Milyonlarca sene önce meydana geldiği tahmin edilen mağaranın kireçtaşı ve mermer duvarlarındaki çatlaklar, deniz dalgalarıyla yüzey sularının aşındırması neticesinde olmuştur.

Mağaranın içi sarkıt ve dikitlerle kaplıdır. Deniz kıyısında olan mağara 1948’de bulunmuştur. Tavan yüksekliği 15 metredir. Yaklaşık 200 metrekarelik bir alanı kaplar. Havasında karbondioksit, yüksek oranda nem ve radyoaktivite bulunmaktadır.

Turistik önemi fazla olan mağara, havasının astım ve benzeri hastalıklara iyi geldiği inancıyla ziyaret edilir.